Efendim,
Mübarek Ramazan ayı geliyor, başlıyor derken bugün 17. Günü idrak ediyoruz bile… Dubai’de Ramazan sakin ve huzurlu geçiyor. Gecen yıllara göre epeyi sıcak olduğundan açık mekanlarda pek harket gözlenmiyor. Hava sıcaklığı şimdilerde 40 derece civarında, birde nem oranı yüksek olunca dışarıda dolaşmaya pek de imkan bulunmuyor.
Geçen yıllarda da belirtmiş olabilirim burada okullarda ve işyerlerinde mesai saatleri Ramazan Ayı nedeni ile azaltılıyor. Böylece öğrenciler ve çalışanlar daha ikindi vakti omadan evlerine dönmüş oluyorlar. Günün daha büyük bir bölümünü dinlenmeye, ibadete ayırabiliyor; Ramazan ayını daha rahat ve güzel yaşamaya imkan bulabiliyorlar. Gündüzleri bütün restoranlar kapalı , dışarıda ve diger insanların göreceği şekilde yeyip içmek yasak... İşyerleri ve mağazaların büyük bölümü de öğleden sonra kapatıyor … İftar saati ile birlikte büyük bir haraket başlıyor. Bütün restoranlar açılıyor, alışveriş merkezleri ve mağazalar ise gece yarısına kadar açık tutuluyor.
İftarın ardından Teravih namazları için camiler dolmaya başlıyor. Burada camilerde çocuklar da dolu… Sevgili Gönül Dostu’nun mailini okudum. Camilerdeki çocukların koşuşturmasından bahsediyordu… Evet burada bebek yada daha büyük çocukları da anneler hep camiye getiriyor. Ancak Teravih namazlarındaki husu bozulmasın diye cami kapılarında bayan özel güvenlik görevlileri var. Onlar anneleri uyarıyor. Caminin avlusunda özel ayrılmış bir bölümde bakacak birisi varsa onunla birlikte çocukları oyalıyorlar. Çocuğunu bırakabilecek kimsesi olmayan anneler için yine camının dış avlusunda etrafi çevrilip hazırlanmış bölümde anneler namazlarını kılarken çocukları da yanlarında oturuyor ve oyalanıyor. Namaz sırasında ağlayıp koşturan olursa güvenlik görevlileri ilgileniyor. Yatsı namazı veTeravih sırasında camının içine 12 yaşından küçükleri almıyorlar … Fakat dediğim gibi camiler , hatta avluları ana , baba, çoluk çocuk , yaşlı genç dolup taşıyor.
Namazın bitişiyle birlikte yürüyüş alanları, cadde sokaklar insan doluyor. Gece nispeten daha serin olan havada yürüyüş yapanlar, çay bahçelerinde oturanlar, sohbet edenler, alışverişe çıkanlar, Ramazan için kurulmuş lunaparklarda çocuklarını eğlendirmeye çalışanlar…. Bu haraket geceyarısına kadar sürüp gidiyor…
Ramazanın gelmesi ile birlikte her caminın avlusunda ihtiyaç sahipleri için İftar çadırları kuruldu. Upuzun serilen sofralarda oruç açmak isteyenler bir saat öncesinden yerlerini almaya başlıyor… Yine bütün alışveriş merkezlerinde bağış noktaları var. İster para yardımı isterseniz kullanılmış her türlü eşya yardımlarınızı buralara gönül rahatlığı ile götürüp bırakabiliyorsunuz. Resmi devlet kontrolünde faaliyet gösteren bu merkezlerde toplanan eşya ve paralar bu memlekette yaşayan çoğu Asya kökenli ihtiyaç sahibi işçi aile ve çocuklarına ulaştırılıyor....
Dubai’de Ramazan deyince en unutulmaması gereken de İftar davetleri olsa gerek… İster yerli Araplar ; isterese bizim gibi buraya gelip yaşayanlar olsun herkes ya devetlere gidiyor , ya da evinde iftar veriyor es, dost, tanıdık arkadaşlarını ağırlıyor… Böylece aileler bir araya geliyor, çocuklar daha bir kaynaşıyor…
Yarın akşam çocukların okulunda bir iftar yemeğimiz var. Okul aile birliği ve okul idaresinin veliler ve öğrenciler için düzenlediği bir iftar. 83 değişik milletten ve çok farklı dinlerden 1000 öğrenci nin bulunduğu ve bunların yüzde 65 inin müslüman olduğu düşünülünce ; bütün öğrenci ve ailelerinin davetli olduğu bu iftarı heyecan ve merak ile bekliyoruz…
Bu iftar yemeklerini oldum olası hep çok sevmişimdir… Ama burada memleketimden uzaklarda söyle miş gibi üzeri susamlı , yumurtalı sıcacık bir Ramazan pidesini de çok özlüyorum. Bursa’da iken iftara yarım saat kala fırına gider kuyrukta beklerdim ki sıcak ve taze olarak eve yetiştireyim…
Bir de minarelerimizde yanan kandiller… Gözlerim kandilleri arıyor akşam ezan vaktinde… O güzelim ışıl ışıl minarelerimiz mahyalarımız nerede!!!…
Neyse yine de böyle huzurlu ve güzel bir Ramazan ayı nasip ettigi için Rabbime şükürler olsun..
Bütün Gönül Dostlarıma hayırlı, bereketli, feyizli Ramazanlar diliyorum. Sizin de o mubarek ellerinizden hasretle opuyorum. Rabbime emanet olun.
Efendim, annemin de size cok cok selamlari var. Fikriye anne de kendi dernek cocuklarini Ramazan ayinda sevindirmekle mesgul. Gecen aksam ruyasinda sizi gormus. Annem bir trene binmis bir kompartmanda oturmus bir bakmis karsisinda siz. Karsilikli sohbet ederek bir yolculuga baslamissiniz. Cok sevinmis. Kendisi de ellerinzden opuyor.