Sayın Esra Hanım,

25.9.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, hocaların hakkında böyle konuşman hiç hoşuma gitmedi. Hayatta hiçbir şey tesadüf değil. Bir tek tesadüf var, o da lügatlardaki tesadüf kelimesi. Hocalar senin huyuna, suyuna göre olacak diye bir kanun mu var? Senin nene gerek, hocalar şöyle olmuş, böyle olmuş. Bizim görevimiz hocalarımıza saygı göstermek ve onlardan birşeyler öğrenmeye çalışmak. Biz, sade hocalarımıza değil yeryüzündeki bütün insanlara, bütün hayvanlara, bütün bitkilere, bütün eşya ve cemadata saygı göstemekle yükümlüyüz. Hocanın mizacı şöyle olmuş, böyle olmuş, bundan bize ne? Arkadaşlarının yalakalığına gelince. Sevgili yavrum, bu memleket Allah’a ve Peygambere bağlılığını unutalı topyekün yalaka oldu. Allah’a kulluk edemeyenler insanlara kul olmaya mecburdur. Her yalaka insan şahsiyetini bulamamış bir zavallıdır. Bize düşen onlara acımak, mümkünse onlara insanlığın, efendiliğin, uygarlığın ne olduğunu göstermektir. Onların amacı fakülteyi bitirmek olabilir. Orada asistan kalmak olabilir. Ama bizim vazifemiz insan olmaya çalışmak, hazret-i insan makamına çıkmaya gayret etmektir. Onun için kıymetli yavrum, çevrendeki kimseyle dalaşma. İster hocan, ister arkadaşın, ister mahalle bakkalı olsun. Ben, mahallemizin çöpçüsüne bile son derece saygılıyımdır. Hayatta kimseyle didişmedim, kimseye kafamı takmadım. Allah herkesi mes’ut, bahtiyar etsin. Allah herkesin iki dünyasını cennet etsin. Aman yavrum, senin yapacağın bir iş var: kendi kendinle dost ol, arkadaş ol. Bu sana yeter. Aradığın bütün güzellikler senin kendi içinde. Sen bir kraliçesin. Lütfen bunun bilincine var. Kendi kendisiyle dost olanın iki dünyası da cennet olur. Sözlerimi yabana atma. Şu anda yetmişbeş yaşındayım. Üç yaşından beri kendimi yetiştirebilmek, adam olabilmek için canımı dişime taktım. Gecemi gündüzüme kattım. Şükürler olsun iç dünyamı arıttım, temizledim, bir cennnette yaşıyorum. Sen de gel, baba-kız el ele verelim bu cenneti paylaşalım. Senin için maddi, manevi her fedakarlığı yapmaya hazırım. Yeter ki sen de bu yolda yürümeye niyet et...

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :