Sayın Samime Işıkay,

26.9.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, mailin çok güzel. Sanki hayatın özetini, özeti gibi. Gerçekten çevremizdeki insanların hiçbiri tesadüf değil. İçinde büyüdüğümüz aile, çocukken mahallede oynadığımız arkadaşlar, okul arkadaşları, mesai arkadaşları, evlendiğimiz insan, komşularımız hiçbiri ama hiçbiri tesadüf değil. Bize düşen görev hepsine sevgiyle, saygıyla, edeple yaklaşmak ve onlardan mana yolunda dersler almaya çalışmak. Kızılay’da giderken beş yaşındaki bir kız çocuğundan duyduğum söz bana yıllardır ışık tutuyor, beni irşad ediyor. Her insan değerlidir, her insan güzeldir. Yeter ki biz onun sözlerinden, hareketlerinden gereken dersleri alabilelim.

Hayatta tesadüf diye birşey yoktur. Sadece tesadüf, lügatta yer alan bir kelimedir. “Bir çay bardağını karıştırırken çıkan ses uzayın bütün zerrelerinde duyulur” diyor, Profesör Eva Hanım. Allah cümlemize hayat yolunda yürürken akıllı, tedbirli, basiretli, dikkatli, edepli ve saygılı olmayı nasibetsin. Benim çocukluğumda radyodan bir türkü söylenirdi:

“Boşuna çiğnemişim yalan dünyayı”

derlerdi. Aman yavrum, biz öyle olmayalım. Hiçbir insan kardeşimiz öyle olmasın. Çünkü her zerreden zikreden Allah’dır. Hayatımızı o kadar güzel yaşayalım ki geriye baktığımız zaman bir rüya gibi, bir masal gibi, bir şiir gibi olsun. Merhum Rana Hanım’la kırkdört yıl evli kaldık. Bir masal gibi başladı, bir rüya gibi bitti. Sanki hepsi bir anmış gibi...

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :