Efendim, bugün Meltem Tv'de toplumumuzun içinde bulunduğu korkunç bir aile dramına değindiniz. Size müteşekkiriz. Bu programı dinleyen genç, orta yaşlı evlatlar bir kez daha düşünürler, ana- babalarını huzurevlerine verirken. Size, geçen sene kızımın yaptığı yanlış evlilik ve sonuçları hakkında üzüntülerimi bildiren bir mail yazmıştım. Bazı detaylar vardı ki, kızımın boşanma kararında etkili olan, biz ana-baba olarak ancak boşanma vuku bulunca haberdar olduk. Damat, babası küçükken vefat eden, annesi sağlıklı, her ikisini de sevgimizle bağrımıza bastığımız bir aile idi. Kızımla birlikte yaptıkları bir İstanbul seyahatinde, "Senin annen hasta, yakında ölebilir, o zaman baban doğru huzurevine, hatta bak şu Etiler huzurevi ne güzel görünüyor değil mi?" deyince, kızım, "Canım, senin annen de eşini erken kaybetmiş bir hanım, ben seninle evlenirken onu da annem gibi düşünüp, ihtiyacı olduğunda elimden gelen her şeyi yapacağıma kendi kendime söz vermiştim." diye yanıtlar. Ve, bu adamdan ne iyi bir eş, ne iyi bir baba, ne de iyi bir evlat olamayacağını anlar. Tabi, bu sözler sadece yazabildiğim bir acı konuşma. Biz ailemizden, öyle görmemiştik. Hem babaannem, hem annemin babası büyükbabam, hem de büyükbabam öldükten sonra anneannem erken vefat ettiği için yerine gelen diğer anneannemize büyüklerimiz nasıl özenle bakmışlardı, sevgiyle, saygıyla. Çok şükür biz de ana-babamızda gördüğümüzü, onların hastalık ve yaşlılıklarında aynı özenle yapmaya çalıştık. Bilmeden yaptığımız bir kusur, incitme varsa Allah inşallah affeder. Ellerinizden hürmetle öperim. Saygılarımla.

Aynur Subaşı

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :