Sayın “İsimsiz”,
5.10.2008 tarihli mailinizi aldım.
Anadolu’da bir söz vardır: “Sen eşek olduktan sonra sırtına yük yükleyen çok olur” derler. Ne yazık ki bugün anne babaların çocuk terbiyesinde yanıldıkları en büyük nokta bu oluyor. Sizler insanı tanımıyorsunuz. Hayatı tanımıyorsunuz. Bir çocuğunuz olunca mal bulmuş mağribiye dönüyorsunuz. Onu şımartmak, onu firavunlaştırmak için elnizden geleni yapıyorsunuz. Keşke biraz tabiata baksanız. Kediler, köpekler, kurtlar, çakallar, ayılar, balinalar çocuklarını yetiştirmek için nasıl çaba harcıyorlar. Bugünkü modern olduklarını sanan çağdaş, ilerici olduklarını sanan sözümona ana babalar bilmeyerek ne büyük cinayetler işliyorlar. Çocuklarını mahvediyorlar. O çocuğunuzun ruh hastası olması sizin yüzünüzden. Ben, sizin bu yanlış terbiyenizle büyüğün de sağlıklı olduğunu sanmıyorum. Yarın ikisi de hayat yolunda tökezleyecek, paniğe kapılacaklar. Çocuklar hayat yolunda parçalanacak, un ufak olacaklar. Şu memleketin haline bakın. Sevgi yok, saygı yok, edep yok, incelik yok, zarafet yok. Bütün bunların sebebi anne babaların aşırı özenleri, birtakım rezil, aşağılık sosyete kadınlarını örnek almaları. Çocuğu korumacılık maskesi altında korkak, pısırık, aciz, salak, mücadele gücü olmayan hayat karşısında yılgın bir hale getirmeleri. Peki bu durumda ne yapılabilir? Önce hatalarınızı kabul edin. Siz, örnek olarak değil Peygamber Efendimiz’i, büyük velileri, hayvanları bile rehber ittihaz etmediniz. Geographic Magazin’de görmüştüm, bir ayı yavrusunu terbiye etmek için nasıl inanılmaz bir mücadele veriyordu. Ürperdim. Gözlerim yaşardı. Yıllardır unutamıyorum. Yazıklar olsun, bizler o ayı kadar bile olamıyoruz. Yapılacak şudur: Bundan sonra çocuklarınızla katiyyen bağırarak, çağırarak değil, dostça, arkadaşça konuşarak, onları ikna ederek terbiye etmeye çalışın. Güzel örnekler verin, onların itirazlarını sinirlenerek, küserek değil bir psikoloğun sükuneti içinde cevaplandırın. Cevap veremediğiniz durumlar olursa lütfen bana yazın. Telefon edin. Beraber bir strateji tesbit edelim. Bayram seyran, gece gündüz demeyin. Ben, kendini insanlığa adamış bir kimseyim. Benim gecem, gündüzüm yok. Görevim yedi milyar insanın gözyaşını paylaşmak. Onları daha mutlu, daha huzurlu bir duruma getirebilmek için ne mümkünse yapmak. Gerekirse ekmeğimi onlarla paylaşmak, gerekirse beraber ıstırap çekmek, beraber ağlamak. Sizi göreve davet ediyorum. Hiç olmazsa bundan sonra şu aşırı korumacılığı bırakın. Çocuklarınızı bir an olsun hayata hazırlamaya çalışın. Bu sözlerim belki sizi kırmıştır, incitmiştir. Ama ne yapalım ki dost acı söyler.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çocuklarınızı bir an olsun hayata hazırlamaya çalışın Yazan "İsimsiz"
Cvp: Çocuklarınızı bir an olsun hayata hazırlamaya çalışın Yazan Sabri Tandoğan