Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 10/8/2008 7:29:45 AM


Sayın “Bir Talebe”,


7.10.2008 tarihli mailinizi aldım.


Kıymetli yavrum, taş yerinde ağırdır. Bir bilezik alacağımız zaman manava gitmeyiz. Benim kitapları nasıl delicesine sevdiğimi herkes bilir. Ama ben hayatımda bugüne kadar bir kere marketten kitap almadım. Almayı da düşünmem. Çünkü orda satılan kitaplar ayağa düşmüş, harcı alem, birtakım madrabaz tüccarların numaralarıdır. O kitaplara bakmam bile. Elimi de sürmem. Hal böyle iken senin gibi çok zeki, çok hassas, olgun, tecrübeli bir kimsenin oradan kitap alınca hayal kırıklığına uğramasına hiç hayret etmedim. Belli birşey böyle olacağı. Lütfen birdaha teşebbüs etme. Kitap kitapçıdan alınır.


Gelelim evlilik meselesine. Bunu sadece kaderle izah etmek bana doğru gelmiyor. Ben, yetmişbeş yaşındayım. Benim çocukluğumda bu kadar boşanma yoktu. Çünkü o zaman evlilikten evvel iki taraf da olayı ince ince düşünürler, soruşturma yaparlar, gönüllerine danışırlar, öyle karar verirlerdi. Şimdi modern insanlar derhal karar veriyorlar. Delikanlı plajda bikinili bir kız görüyor, cinsel yönden tahrik oluyor, hiçbir kültürü, hiçbir görgüsü, hiçbir araştırması olmadığı için salak herif kendini aşık oldum sanıyor. Gidiyor, hıyarca kıza evlilik teklif ediyor. Soruyorum, bunun nersi kader? Bu, eşeklikten başka birşey değil. Bugünkü insanlar yaptıkları manyaklıkları kadaerin sırtını yükleyerek işin içinden sıyrılıyorlar. Olmaz öyle şey. Kardeşim, Allah sana akıl vermiş, idrak vermiş, muhakeme vermiş. Otur, düşün, kafanı kullan, araştırma yap, büyüklerine sor, sonra bir karar ver. Baştan insan “Ben sana hayran, sen cama tırman” derse sonunda pek tabii kıçının üstüne oturur. Ondan sonra da hayasızca sırıtır, ne yapalım, kader böyleymiş der. Benim görüşüm böyle. İsteyen kızsın, isteyen küfretsin. Bu böyle. Bir dereceye kadar olayda kaderin de rolü olabilir. Ama bir yerden sonra kafayı kullanmak gerekiyor. Biz, herşeyi kadere yükleye yükleye bu hallere düştük. Şu İslam aleminin haline bak. Herbiri ayrı bir alem. Ne Allah aşkı var, ne Peygamber aşkı, ne insana saygı. Bir kördöğüşüdür, gidiyor. Her bir ülke ayrı bir pislik içinde. Ordaki insanlar da hayatta herşeyi kadere yükleye yükleye böyle rezil oldular. Üniversiteler açılıyor. Acaba kaç talebe ilk günden itibaren çalışmaya başladı? Acaba kaç üniversite hocası ciddi bilimsel çalışmalar, araştırmalar yapıyor. İşte UNESCO’nun ilan ettiği rakam. Dünyada bilimsel araştırma yapan ilk 500 üniversitenin içinde ne yazık ki bir tane Türk üniversitesi yok. O, çalımlarından, cakalarından yanlarına yaklaşılmayan Boğaziçililer, Bilkentliler, Hacettepeliler, sizlerden ne haber? Afrika ülkelerinden bile girenler var. Ama bizden yok. İşte tembelliğin, miskinliğin, uyuşukluğun acı sonucu...


Çok değerli insan, bu konuda diyeceklerim bu kadar. Artık karar senin.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan


                                


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz Yazan "Bir Talebe"
Cvp: Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]