Sayın Fatoş,

10.10.2008 tarihli mailinizi aldım.

Siz, kusura bakmayın kendinize lavabo tipi bir arkadaş arıyorsunuz. Belki bilmezsiniz, bazı insanların hayatlarında kutsal kavramları yoktur. Onlar statülerinin bozulmaması için her türlü zillete razıdırlar, her türlü hakareti, aşağılanmayı sinelerine çekerler. Eyvallah derler. Ama içlerine ata ata içleri Mamak çöplüğüne döner. Biliyorsunuz, Mamak çöplüğü bir gün atılan çöpleri kaldıramamış, patlamıştı. Bu tür insanlar, iç dünyalarını mamak çöplüğüne döndürenler, patlayacaklarını, infilak edeckelerini anladıkları zaman içlerini boşaltacakları bir lavabo ararlar. Hani bazı sarhoşlar vardır. Bir meyhaneden çıkar, öbürüne girerler. İğrenç mezeleri yiye yiye, iğrenç içkileri içe içe içleri öyle bir bulanır ki o anda kusacakları bir lavabo ararlar. İşte benim lavabo benzetmeme buradan ileri geliyor. hanımefendi, madem kocanıza laf söyletmiyorsunuz, o sizin için kutsal bir insan geceyarısı beni niye arıyorsunuz, neden rahatsız ediyorsunuz? Ben yetmiş beş yaşında bir insanım. Çeşitli rahatsızlıklarım var. Ayakta zor duruyorum. Evimin içi eczane gibi. Ama yine de canımı dişime takmış son nefesime kadar insanlara faydalı olmaya çalışıyorum. Neden beni lavabo yerine koyuyorsunuz? Bu yaptığınız insanlığa, efendiliğe sığar mı? Madem kocandan memnunsun, sevgin, saygın var mübarek olsun. Allah ziyade etsin. Ama niye beni rahatsız ediyorsun? Gecemi rezil ettin. Ben sana kötü birşey söylemdim ki, kötü birşey yapmadım ki beni buna müstehak gördün? Sana çok teessüf ediyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :