Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Bizim görevimiz karşılık beklemeden bütün mevcudata sevgi ve saygı duymak...
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 10/15/2008 9:54:40 AM


Sayın “İsimsiz”,


14.10.2008 tarihli mailinizi aldım.


Kıymetli yavrum, okudum, bana ilginç geldi. Önyargıların insanı nasıl üzdüğünü bir kerede sende gördüm. Bir taraftan ailenden sana manevi güzelliklerin, edebin, saygının, dürüstlüğün, inceliğin miras kaldığını söylüyorsun, bir yandan da onların sosyal ve ekonomik yönden başarısız olduklarını yazıyorsun. Nasıl bir çelişki bu Yarabbi. Günümüzde adi, aşağılık, Amerikan kapitalizminden doğan bir illet, bir pislik bu başarı hastalığı. Başarı aşağı, başarı yukarı. İçine tükürürüm başarısının. Bir aile,  kızına bu kadar güzel miraslar bırakıyor, sonra o evlat onlara sosyal ve ekonomik yönden başarısız diyor. Neymiş sosyal ve ekonomik yönden başarı? Şan, şöhret, debdebe saltanat, para pul, mal mülk. Bunlara sahip olanları görüyoruz. Gördükçe de hem şahıslarından, hem de ellerindeki imkanlardan tiksiniyor, iğreniyoruz. Tekrar ediyorum, başarı buysa eğer ben o başarının içine bin kere tükürürüm. Başarı nedir biliyor musun? Bu kadar pisliğin ortasında tertemiz yaşayabilmek. Namuslu, şerefli, haysiyetli olabilmek. Herşeye rağmen içindeki sevgiyi, saygıyı, edebi kaybetmemek. Gerisi hikaye. Sen, pırıl pırıl, eli öpülecek bir hanımefendisin. Sana büyük saygı duydum. Hayranlık duydum. Ailene kelimelerle anlatılması imkansız bir saygı duydum. Lütfen yavrum bu başarı denilen Amerikanvâri putun içine sen de tükür. Bir de niye başkalarından empati bekliyorsun? Başkaları beni sever, sevmez, beğenir, beğenmez. Bunlardan bana ne? Yarın Allah’ın huzuruna çıktığım zaman neyin hesabını vereceksem ben ondan sorumluyum. Benim görevim yeryüzündeki tek istisna olmadan ne kadar kötülük görürsem göreyim bütün insanları, bütün hayvanları, bitkileri, eşya ve cemadatı bütün varlığımla sevmek. Madem ki onu Allah yaratmıştır, bir sebebi, bir hikmeti vardır. Benim görevim sadece ona sevgi ve saygı duymak, ona hayret ve hûşûyla bakabilmektir. Yunus, “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” der. Başkalarından empati, sevgi, saygı beklemek biraz egoistlik olmuyor mu? Ben kim oluyorum ki bir başka insanın sevgisine, saygısına, empatisine layık olayım. Eğer bana böyle yaklaşan birkaç kişi varsa bu benim değerimden değil onların gönlünün yüceliğindendir. O zaman sadece edeple başımı öne eğer, “Allah’ım” derim, “beni bu güzel insanların sevgisine, ilgisine layık et.”


İşte böyle güzel yavrum. İster kabul et, ister etme. Ben böyle inandım ve böyle yaşıyorum. Yeryüzünde aksini iddia eden bir kişi varsa çıksın ortaya. Senden ricam lütfen çağımızın bu iki putundan vazgeç. Asıl başarı tertemiz yaşayabilmek, içindeki evrensel sevgiyi koruyabilmektir. Gerisi hikayeden ibarettir. İşte görüyoruz, bu koca koca putlar Amerika’da, Avrupa’da nasıl devriliyor. O, para babalarına, o şerefsiz, haysiyetsiz adamlara ben sadece gülerim. Onlar Allah’ın belası, çağın yüzkarası yaratıklardır. Bir de kimseden birşey beklemeyelim. Allah bize herşeyi veriyor. Allah, babannemin deyişiyle kara gecede, kara taşın üzerindeki kara karıncanın bile rızkını gönderiyor. Önemli olan Allah’ın verdiği rızkı insanca, efendice, medenice yiyebilmektir. Söyleyeceklerim bu kadar. Artık karar senin.


Selam, sevgi ve saygı ile.


 


Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Bizim görevimiz karşılık beklemeden bütün mevcudata sevgi ve saygı duymak... Yazan "İsimsiz"
Cvp: Bizim görevimiz karşılık beklemeden bütün mevcudata sevgi ve saygı duymak... Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]