Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Görenedir görene, köre nedir, köre ne?"
Gönderen : İlker
Tarih : 10/16/2008 9:20:44 AM


Çok Muhterem Efendim,


Efendim, ortaokul ikinci sınıfa gidiyordum, ayın son günüydü, öğretmen olan babacığımın parası o gün tükenmişti, kalan bozuk paraları masanın üstüne koyduk, herkes ihtiyacı olanı aldı, okullarımıza doğru yola çıktık. Babacığım maaşı alır almaz, kendi otobüs biletlerine yetecek kadar miktarı ayırır, biletlerini alır, geri kalanın tamamını anneciğime verirdi, dört kardestik, ikisi okuyordu, annem dikiş dikerdi, ve çok şükür ayın sonu bir şekilde hep gelirdi. O dönemde fark ettim, paramız bitecekken anneme bir dikiş geliverirdi, ne kadara ihtiyacımız olsa o miktar gönderilirdi. Annemin ve babamın hayata karşı bu gayretli duruşu onları benim gözümde kahraman yapmıştı, babam akşam bize Türk ve İslam kahramanlarının güzel hayatlarını anlatırdı, sonra da başka bir gün bizden dinlemek isterdi, ancak bilmiyordu ki o da bir kahramandı. Allah ondan razı olsun. Mesela babamın ev gözlüğünün bir sapı kırıktı, "olsun" derdi, "devleti zarara sokmaya gerek yok", oysa yenisini Emekli Sandığı karşılardı sanırım. Elbiselerimizi anneciğim dikerdi çoğu kez, spor dersinde ayakkabım zarar görmesin diye azami dikkat ederdim, hiç bir ayakkabımın yırtıldığını bilmem, sadece küçüldüğü için bir yakına ya da bir ihtiyaç sahibine verilirdi. Babamın ve benim ayakkabılarım her akşam boyanırdı, kendimi bildim bileli babamın giydiği ayakkabıları vardır. Eşim çocukluktan gelen bu halime hayret ediyor, evde giydiğim bazı penyelerim var 15 yıllık, sanırım bir o kadar daha sürer onları giymem. Rabbim beni lisede burslu okuttu, dershaneye burslu gönderdi, en iyi üniversitelerden birinde okurken bana iş sağladı, özel ders verdirdi, hem kendi harçlığım çıktı hem de benim vasıtamla aileme yardım etti, mezun eyledi beni, memur kıldı, evlenene kadar babacığımın yaptığı gibi maaşımı anneciğime verdim. Şimdi görüyorum, geriye doğru dönüp bakınca, ne mükemmel bir plan işliyor diye...
Ne yalan söyleyeyim, bir gün aklıma "biri çıksa karşına, hangi para ile evleneceksin?" düşüncesi geldi, kısa süre sonra bir ek iş fırsatı çıktı, işten sonra oraya gidiyordum, severek çalıştım o sene, hiç sorgulamadan, akşam 10 hatta 11 gibi eve geldim. Yaklaşık bir yıl sonra bir büyüğüm vasıtasıyla eşimle tanışıp evlendik, çok şükür "şunu isterim, bunu da isterim" gibi bir rezillik ne ondan ne de ailesinden geldi, ek işten kazandığım miktar tam tamına evlilik masraflarına yetti. Kendime "hangi para ile evleneceksin?" diye sorduğum için utanıyorum, Yüce Allah affedicidir, inşallah beni bağışlar. Efendim, "kara gecede, kara taşın üzerindeki kara karıncanın bile rızkı" buyurdukça Siz ürperiyorum, vallahi doğru, billahi doğru...
Muhterem Efendim, Azize Anne'ye Yüce Allah'tan rahmet diliyorum, okuduğum kadarı ile bugün uğurlanacaklarmış. Onun güzel hayatından pasajları burada okudukça ve yaşamak için gayret ettikçe o da kalbimizde yaşayacaktır inşallah. Bir mektubunuzda bu evladınıza "mektuplarını bekliyorum buyurmuştunuz", bu sözünüzden aldığım cesaretle yazıyorum Size, ve heyecanla bekliyorum bana olan tavsiyelerinizi, emirlerinizi. Kusurlarımı bağışlamanızı, dualarınıza olan ihtiyacımızı arzederek ellerinizden hürmetle öpüyorum...


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

"Görenedir görene, köre nedir, köre ne?" Yazan İlker
Cvp: "Görenedir görene, köre nedir, köre ne?" Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]