Merhaba Sabri amca;

Çok güzel bir haftaya başlamanızı dileyerek başlıyorum yazıma. Mailleri okudum biraz önce. Çiğdem Hanım'ın yazmış olduğu mail okadar güzeldi ki. Çok duygulandırdı beni okurken. Azize Anne'ye bakan Fatoş Hanım'la görüşmüşsünüz; ne kadar şanslıymış kendisi ki öyle güzel bir insanla 7,5 ay geçirmek nasip olmuş kendisine. İnşallah tez zamanda eşi de kendisi de hayırlı bir iş bulurlar. Azize anne'yle ilgili söylediklerini okurken gözyaşlarımı tutamadım ve düşündüm; hangi insan vicdanı böyle muhterem, böyle güzel bir anneyi huzur evine bırakabilir! Bir insan gönlü buna nasıl razı olabilir, nasıl içi sızlamaz! Maili okurken bunları düşündüm! Kimbilir Azize anne nasıl kırıldı evlatlarına! O ki çocuklarını büyütebilmek için dikiş dikerek onları okutmuş, büyütmüş, yetiştirmiş. Ne denir bu durumda bilemiyorum Sabri amca! Allah affetsin onları mı demeliyim, bilmiyorum! Kendimi düşünüyorum; böyle bir hareket asla yapamam ne anneme, ne babama, ne kayınvalideme, ne kayınpederime. Allah hiç birimize böyle hareketler yaptırmasın, büyük konuşmaktan Allah'a sığınıyorum. Çok üzüldüm evlatlarının öyle mübarek bir insana yaptıklarına! Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın inşallah. Çiğdem Hanım'ın yazdıkları için de Allah razı olsun kendisinden. Hem Azize Anne'nin son zamanlarını beraber geçirmiş olan Fatoş Hanım'dan, Azize Anne'yle ilgili birşeyler öğrendim, hem okurken biraz içim buruldu, hem de üzerinde beni uzun uzun düşündürdü bu yazı. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum. Allah'a emanet olun Sabri amca.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :