Sayın Serdar Bey,
1.11.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin mailde milletimiz üzerinde oynanan binlerce çirkin oyundan sadece bir tanesini görüyoruz. Eksik olma. Lütfedip göndermişsin. Teşekkür ederiz. Şöyle etrafımıza bir bakalım. Ankara’dayız. Karum iş merkezine gidelim. Bir defter kalem alalım, bütün katları gezip gördüğümüz dükkan isimlerini yazalım. Durum şu: Dükkan isimlerinin yüzde doksanı Türkçe değil. Oradan Kızılay’a gidelim. Gördüğümüz dükkan isimlerinin yüzde sekseni Türkçe değil. Peki, nereye gidiyoruz? Bu memleketi idare edenler veya ettiklerini sananlar bu pislikleri, bu şerefsizlikleri, bu alçaklıkları görmüyorlar mı? Ama onlar neyi görüyorlar ki. Her gün arabalarımız, otobüslerimiz, kamyonlarımız hatta itfaiye arabalarımız cayır cayır yakılıyor. Alevleri göklere yükseliyor. Dükkanlara molotof kokteylleri atılıyor. Binlerce cam kırılıyor. Hakkari AKP binası bombayla havaya uçurulmak isteniyor. Çıt yok. Sadece yapanlar yan sokaklara sapıyorlar. İşte o kadar. Memleketini yürekten seven insanlar kahroluyorlar. Ağlıyorlar. Yaşamak bile istemiyorlar. Ama sorumlu makamlarda çıt yok. Çünkü onları yapanlar yan sokaklara daldılar.
Sevgili kardeşim, şu anda hıçkırıklar boğazıma tıkanıyor. Daha fazla yazamayacağım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Utanç duyuyoruz Yazan Serdar
Cvp: Utanç duyuyoruz Yazan Sabri Tandoğan