Sayın Cahit Yayla,

5.11.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, beş aşağı beş yukarı bu memleketin gözü yaşlı, bağrı yanık evlatlarına tercüman olmuşsun. Hakikaten insanlık kültür tarihinde misli görülmemiş bir taarruz, tecavüz, alçaklık, namussuzluk karşısındayız. Ne yazık ki bir çok insan olayları görmemezliğe geliyor, anlamamazlığa geliyor. Tıpkı o acaip görüş gibi. Yok efendim gece evine hırsız girerse onu mutfakta, salonda sandık odasında öldürürsen katil oluyorsun. Ömür boyu hapislerde çürüyorsun. Eğer yatak odana kadar girmiş seni en mahrem vaziyette yakalamışsa sen de onu gebertmişsen efendiler lütfediyorlar cezanı biraz azaltıyorlar. İnsaf yahu. Gece yarısı evime hırsız girmiş. Ben de tabancamı almışım, üstüne boşaltmışım. Yahu o anda benim aklım başımda değil ki. Çılgına dönmüşüm. Yok salondu, yok mutfaktı,yok yatak odasıydı, insanın gözü görür mü? Basar tetiğe tabancasını boşaltır. Gebertir herifi. Onun gibi bir ömür boyu çalış, kuruş kuruş biriktir. Onunla bir dükkan aç. Sonra elin oğlu gelsin hiçbir günahın, vebalin yokken o, her milimetresinde göznurun, alınterin olan dükkanına bomba atsın. Sen de eline pompalı tüfeğini al ateş et. Ondan sonra Deniz Baykal kürsüden avaz avaz bağırsın, bu olur mu diye. Ya ne olacak? Alkış mı tutulacak? Ona aslansın, kaplansın, Fenerbahçeli misin mi denecek? Ne olur Allah rızası için biraz insaf edin. Biraz objektif düşünün, biraz şu memleketin çileli insanlarını anlamaya çalışın. Çok rica ediyoruz. Yalvarıyoruz.

Kıymetli yavrum, Allah sonumuzu hayır getirsin. Hiç de iyiye gitmiyoruz. İçimiz ıstırap, gözlerimiz yaş dolu. Bir de böyle üstümüze üstümüze gelmiyorlar mı, işte insanın gücüne bu gidiyor.

Selam, sevgi ve saygı ile gözlerinden öpüyorum. Sabırlar diliyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :