Değerli Hocam, Sizi sevgi ve saygı ile selamlarım. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz hafta sonu görümcemin kızının nişanı için İstanbul'a gittik. Allah nasip etti, Semerkandi Hazretlerini ve Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerini ziyaret ettik. Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerini ziyaretimize Mukarreb Hanım vesile oldu, ona da buradan teşekkürlerimi iletmek isterim. Zamanımız sınırlı olduğu için Avrupa yakasına geçemedik. İnşallah düğün için gittiğimizde Avrupa yakasındaki Merkez Efendi Camiine de gitmek nasip olur. Hocam gittiğimiz yerlerin kapılarında yazan yazıları not ettim. Hoşuma gitti müsaadenizle sizlerle de paylaşmak istiyorum; “Sen aklını başına al da ömrünü şu içinde bulunduğun bugün say. Bak bakalım bugünü de hangi sevdalarla harcıyorsun.”

“Gözünü aç da baştan başa Allah kelamı olan Kur’an-ı Kerim’e bak. Kur’an’ın bütün ayetleri edep talep eder, edep öğretir. İman nedir? Diye sordum. Akıl, kalbimin kulağına “İman edepten ibarettir” diye fısıldadı.”

“Teni besleyip, geliştirmeye bakma, çünkü o sonunda toprağa verilecek bir kurbandır. Sen gönlünü beslemeye bak, yücelere gidecek şereflenecek odur.”

“Gül o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu hakikati gülden de işit. Bak o ne diyor? Diken ile beraber bulunduğum için neden gama düşeyim, neden kendimi kedere salayım? Ben ki gülmeyi o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesilesi ile aleme güzellikler ve hoş kokular sunma imkanına kavuştum.”

“Gönle dedim ki lütuf merhemi ol, inciten diken gibi olma”

"Ne sen kimseden incin, ne de kimse senden incinsin”

“Dostum, daima ara özünü, dünyaya olan hırsını bırak O gören gözlerin ile toprakta sessiz yatanlara bir bak O toprak ne güzel misafirlik eder nicemize, nicesine”

Değerli Hocam, sizi sevgiyle kucaklar, gül ellerinizden öperim. İnşallah en kısa zamanda görüşebiliriz. Çiğdem Hanım ve tüm gönül dostlarına da sevgiler, saygılar. Esen kalın.

Gül Uçar

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :