Bu sabah uyandigimda bir sure yataktan kalkamadim. Rahmetli buyukbabamin bir sozu aklima geldi.Nur icinde yatsin. ”Gune hazir olmadan yataktan cikma”derdi. “Once bu sabaha uyandirdigi icin Allah’a sukredeceksin. Sonra dunu, geceyi, bugun yapman gerekenleri dusuneceksin, Allah'a sana hayirli bir gun vermesi icin dua edeceksin ” ustelik kendisi sabah eksersizlerini de yataginin icinde yapar vucucdunu da gune hazirlar sonra yavasca dogrulurdu yataktan. Yuzunu yikadiktan sonra bir bardak balli limonlu suyunu oturarak yavas yavas yudumlar bu arada basucundaki kitabin sayfalarini karistirirdi. Sonra da ve elini yeni bir gun. Bu stresli ve telaseli yasamda bu nasil uygulanabilir derdim bazen. Hele ki sabah namazina uyanmis , sonra yeniden dalmis olunca insan birden gec kalma telasesi ile firliyor yataktan. Ne sukur geliyordu aklina ne de zikir belki… Oysa simdilerde ben de uygulamaya calisiyorum bu sistemi. Saatimi bir on onbes dakika onceye ayarliyorum, sonra da yavas yavas Rabbimin bahsettigi yeni gune hazirlaniyorum.
Bu sabah ta , aklima ilk dusen bu gunun Mirac Kandili oldugu idi. Titredim birden. Bu nasil muhtesem bir mucize idi. Yuce Peygamberimizin bu muhtesem bulusmasi… Okudugum dinledigim butun detaylar canlandi gozumde bir bir. Allahim ne kadar buyuksun. Nasilda sinirsizca sunuyorsun nimetlerini. Nasil da mucizeler gosteriyorsun gorebilenlere… Ustelik de mujdelemissin bize “Namaz muminin miracidir” diye.. Farkindamiyiz acaba ne derece ozel oldugumuzun, Rabbimin kullarini ve butun yaradilmislari nasil bir rahmet ile kusattigini…
Birden yillar once okudugum bir hikaye geliyor aklima: Buyuk Osmanli Sultani Yavuz Sultan Selim Han bir sefer sirasinda hasta imis Yarasi gittikce siddetleniyormus.Elli gun kadar yattiktan sonra 926 Hicret senesinde Sevvalin 9. gecesi kendisi de agirlastigini hissettiginden nedimine hitaben” Hasan Can bu ne haldir?” diye sormus. Hasan Can boyun bukmus” Padisahim dunyanin dagdagsini encama eristi. Allah ile olacak zamandir” diye cevap vermis. Bunun uzerine Yavuz Selim Han “ Bizi bunca zamandir kiminle bilirdin?” sozuyle dostuna sitem ettikten sonra Yasin suresini okumasini istemis. Kendisi de okumaya baslamis ve bir kere tamamladiktan sonra , ikinci seferde tam “..Selamun Kavlen min Rabbi’r-Rahim” darken ruhunu teslim etmis.
Bu hikayeyi okudugumdan bu yana yillar gecti. O gun bu gundur ne zaman namaza dursam kendimi Rabbimin huzurunda nasil hissediyorsam, bir cicegi kokladigimda, bir cocugun basini oksadigimda, bir bebegi kucakladigimda, bir buyugumen elini optugumda, ilkbahardaki cicekleri, sonbaharda dokulen yapraklari gordugumde , hatta her nefes aldigimda kendimi Allah’in huzurunda hissedebilmek istiyorum. Basarabilecek gucu ve feyzi Rabbim nasip edecek insaallah. Yasin suresini her okuyusumda o ayetlere geldigimde icimin daha bir titredigini hissediyorum. Rabbim hepimize cennetin kapilarini acsin insallah. Iki dunyamiz da Cennet olsun. Amin!
Dusunceler beni nereden nerelere goturdu. Yirmi yil kadar onceydi, belki de daha fazla... Istanbulda ogrenci oldugum yillar. Her sabah okula belediye otobusu ile gidiyorum. Eyup’ten Bogazici- Rumelihisarustu ‘ne , yol en az bir birbucuk saat suruyordu. . En az iki aktarma yapmak zorundaydim. Sabagin altibucugunda cikiyordum evden… Cogu zaman oturacak yer bulamiyordum, hatta bazen , elimde kitaplar, sirtimda cantam otubusun icindeki merdivenlerde bir ayagim boslukta gittigimi hatirliyorum. Iste o zamanlar Hz. Hatice validemizin hayatini anlatan oldukca kalin ve detayli bir kitap okumus cok etkilenmistim. Bir de sevgili arkadasim Reyhan bana Esma-ul Husna yi aciklayan bir kitap vermisti. Ben de kendi kendime soyle bir yontem gelistirmistim. Her gun otobuste gecen gidis donus en az iki saat zamanimda Esmaul Husna’yi sirasiyla tekrarliyor , boylece ezberlemeye calisiyordum. Boylece de bu yolculuklarimda bosa gecen zamanimi kurtardigimi dusunuyordum. Her gun Allah’in uc tane ismini bir kagida yaziyor butun yol icimden tekrar ediyorum. Inanin o saatler su gibi akip gidiyor, hicbir zorluk hissetmiyordum. Cirkinlikleri , kabaliklari gormuyordum, hatta hic yorulmuyordum Basimdan oyle guzel olaylar gecti ki hepsini hatirlayamasam da bir tanesi hala dun gibi aklimda. Aksam uzeri okuldan cikmisim yine cok dolu bir belediye otobusune Mecidiyekoy’den zorluklar icinde binmistim. Sofor, surekli ilerleyelim beyler diye bagirmasina ragmen icersi o kadar dolu idi ki, degil ilerlemek yerinde kipirdamak bile nerdeyse mumkun degildi. Butun gun okulda yorgun dusmusum ama yine de kitaplarim kucagimda , cantam sirtimda , bir elimle tavandan sarkan kulpu yakalamisim , dilimde Esmaul Husna ., gidiyoruz. Birden onumdeki koltukta oturan yetmis bes seksen yaslarinda bir dedecik bana dogru bakiyor ve “..gel kizim otur” diyerek ayaga kalkiyor bana yerini veriyor. ‘Olmaz amca sizin yerinize oturamam. Siz ayakta gidemezsiniz benim size yer vermem gerekir’. Diyorum. Gulumsiyerek “Evladim, bu kalabalikta senin gibi bir evladim ayakta iken benim oturmam caiz degil. Merak etme ben dayanirim. Simdi sen otur, yalniz benim torbalarimi da tutuver, itiraz istemem” diyor, beni oturtup koltugun basina da tutunuyor , bizim duraga kadar oylece tatli tatli sohbet ederk geliyoruz. Sonra ben otobusten inerken ona yerini geri veriyorum. Etraftaki outran onlarca genc delikanli da saskin saskin bize bakiyor… Iste O dedeyi yirmi senedir hic unutamadim. Allah binlerce kez razi olsun… Rabbim kendiyle olanlari sonsuz rahmetiyle boyle kucakliyor iste..
Ah!!! Bu gun ne guzel basladi. Insallah Rabbim bu maneviyati ve Rahmeti bol geceyi de ibadet ve dualar ile gecirmeyi nasib eder. Amin!
Bu gun dualarimda sizi , Rana Annemi ve butun Gonul Dostlarini da anacagim. Mirac Kandiliniz mubarek olsun. Rabbime emanet olun.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Miraç Kandiliniz mübarek olsun Yazan Özden Çiçek
Cvp: Miraç Kandiliniz mübarek olsun Yazan Sabri Tandoğan