Efendim,

Kanalizasyon işçilerinin burnu hiç koku almazmış. O pis kokular içinde kala kala burunları koku alma hassasiyetini yitirirmiş. Bizim ruhlarımızda güzel olandan uzaklaştıkca güzeli görme ve hissetme  yetisini  yitiriyor. Bunu dün gittiğimiz misafirlikte daha iyi anladım. Ben uzun süredir televizyon seyretmiyorum. Gittiğimiz evde televizyonda haberleri seyrediyorlardı. Şu televizyonu kapatın diyemiyorsun, sen de ister istemez seyrediyorsun. Yarım saatlik haber bana işkence gibi geldi. Siyasetcilerden, dolandırıcılardan, mafya haberlerinden, kredi kartı borçlularından  bunaldıktan sonra bizi Erovizyon 'da temsil edecek Hadise denilen çıplak bir kadının saygın bir sanatçı olarak sunulması beni iyice çileden çıkarttı. Sadece bende mi bir sorun var diye ev sahiplerinin yüzüne baktım. Onlar gayet normal bir şekilde seyrediyorlardı. Demek ki insanlar her şeye alışıyor. Toplumun çoğu da tıpkı kanalizayon işcileri gibi pisliklerin içine baka baka artık güzel şeyleri göremez ve hissedemez oluyorlar. Bu ülkede temiz, güzel,mutlu ve huzurlu yaşamak isteyen bir insanın mutlaka ama mutlaka bu pisliklerden uzak durması gerektiğine inanıyorum. Bunda da birinci sıraya televizyonu, ikinci sıraya gazeteleri, üçüncü sıraya da negatif insanları koyuyorum. Kazara böyle bir pislikle karşılaştığımızda tıpkı kirlenen bir el gibi ruhumuzu ilahi güzelliklerle yıkamamız gerektiğine inanıyorum. Sizin gibi gerçek güzelliğe gönül veren bir insanın bu konuda tavsiyeleri varsa öğrenmekten mutluluk duyacağım.

Hürmet ve sevgilerimle

Serpil

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :