Sayın Serpil Hanım,

8.11.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, mailin o kadar güzel ki ilave edecek kelime bulamıyorum. Hele o benzetmen olağanüstü. Gerçekten bugün televizyon kanalları bir felaket halini aldı. Ne kadar pis, iğrenç, adi, şerefsiz insan varsa bize onları gösteriyorlar. Oysa bu memlekette hala pırıl pırıl, tertemiz kalmış nice hanımefendiler, beyefendiler var. Azize Anne 98 yaşında Hak’ka göçtü. Müstesna, olağanüstü, eli değil ayağı öpülecek bir insandı. Sohbete başladığı zaman nice profesörler önünde diz çökerek ellerinde defter kalem not alırlardı. Ne yazık ki hiçbir televizyon kanalı bu mübarek kadını ekrana çıkararak konuşturmadı. Onların aklı fikri Hadise gibi pislik insanları gözlere sokmak. Yazıklar olsun. Hem de TRT bu iğrenç kadını Türkiye’yi temsil etsin diye seçmiş. Yapılacak tek şey var. Onun düğmesini çevirmemek. Hayatımızdan çıkarmak. Misafir gittiğiniz yerde ısrarla televizyon seyrediyorlarsa bana müsaade deyip kalkmak. Başka çare yok. Ayıpsa ayıp... Oysa çevremizde nice güzellikler var. Dev gibi edebiyatçılar var. Tolstoy’lar, Dostoyevski’ler, Çehov’lar, Gorki’ler, Turgeniyev’ler, Shakespeare’ler, Geothe’ler, Descartes’ler, Yunus’lar, Mevlana’lar, Ömer Hayyam’lar insanlara inanılmaz renkler ve desenler getiren Leonardo’lar, Millet’ler, Monnet’ler, Klee’ler, Kandinsky’ler, VanGogh’lar, Matisse’ler... Beri tarafta insanlığa inanılmaz, akıl almaz güzellikte sesler getiren Bach’lar, Bethooven’ler, Mozart’lar, Mendelsson’lar, Itri’ler, Dede Efendi’ler, 3. Selim’ler, Ahmet Özhan’lar, bir tarafta insanlık kültürüne büyük zenginlikler getiren filozoflar, öbür yanda hayatı nakış nakış işleyen, havsalanın alamayacağı kadar büyük güzel, muhteşem mutsavvıflar. Ondan sonra bunların hepsine birden sırtını çeviren, akıldane geçinen birtakım kadın müsveddeleri, erkek müsveddeleri...

Değerli yavrum, yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :