Sayın Manolya Hanım,
13.11.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, “Kabe’ye girmeden önce kalplere girin” sözü son derece önemli. Kim söylemişse Allah ondan razı olsun. İnsanoğlu en basit olaylarda bile bir ön hazırlık yapıyor. Kendini yetiştirmeye çalışıyor. Kainatın en büyük şairi Yunus Emre bir şiirinde
“Hepisinden iyisi bir gönüle girmektir” deniyor. Gönül, ancak gözülle kazanılır. Egonun nefsaniyetin tahakkümü altındaki insanlar hayatları boyunca ne severler, ne sevilirler. Bir tek gönle girebilmek bile çok büyük bir olydır. Bu iş lafla, palavrayla, cart curtla olmaz. Gönlün kapısı ancak karşıdaki gönlün anahtarıyla açılır. Mısri Niyazi Hazretleri
“Ben sanırdım halk içinde hiç bana yar kalmamış
Ben beni terkeyledim, gördüm ki ağyar kalmamış”
diyor. Resullullah Efendimiz “Allah’ım beni bir an, bir andan da kısa bir zaman nefsime bırakma” buyuruyor. Bütün mesele yaşadığımız süre içinde nefsaniyetimizin baskılarından kurtulup hayata, inanlara ve olaylara Hak gözüyle bakabilmektedir. Bu nedenle gönül gözümüz açılmadan, gönüllere girmeden Kabe’ye gidersek acaba o manevi güzellikleri, incelikleri sezebilir miyiz, anlayabilir miyiz inşallah bütün Kabe’ye giden kardeşlerimiz bir gönüle girerek mana gözlerini açarlar ve gittikleri o kutsal mekanlardan bize nice manevi güzellikler getirirler.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Gönül çalabın tahtı Yazan Manolya
Cvp: Gönül çalabın tahtı Yazan Sabri Tandoğan