Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Aşk öyle bir mekteptir ki insan kendi söyler, kendinden öğrenir”
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 11/15/2008 9:04:29 AM



 


Çok Sevgili, Muhterem Büyüğüm, Değerli Dostlar,


Hayırlı günler dilekleriyle ve gönülden saygı ve sevgilerle hepinize yeniden merhaba...


 


Ve söz yine kıymetli büyüğümüzde...


 


 


                         SOHBET BAHÇELERİNDEN DERLEMELER         


 


 


Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa,


Eğlenecek yer bulaman, gönlümdeki köşk olmasa.


 


 


Hayatta her şey ama her şey O’na yüklediğin anlamla ilgili...Dıştaki güzellik yetmiyor. O güzelliği algılayacak kalp gerekiyor. İçimizde olmayan güzelliği dışarıya veremeyiz. Ay ışığında saklıdır.


 


Gıybetin ölçüsü var mıdır? Varsa nedir?


 


Ölçüsü: Bizim arkasından konuştuğumuz kişi eğer rahatsız, tedirgin, huzursuz olacaksa, uykusu kaçacaksa o gıybettir. Meselâ, hırsızlığı, yolsuzluğu, memleket çapında herkes tarafından biliniyorsa, ondan bahsedilmesi gıybet değildir. Namussuzu herkes bilsin ki, onun çarkına kapılmasın... İyiye en ufak bir imada dahi bulunmak cehennemin dibine gidecek kadar günah. Kötünün kötülüğünü söylemek hatta sevaptır. Zalimin zulmünü anlatmak ve levmetmek gerekir.


 


Sorgulamak, ister istemez olur. Bizim elimize değil. Ben hayat karşısında tavır almak istiyorsam, hem kendimi, hem hayatı sorgularım. Bütün dev insanlar hayatı sorgulayan insanlardan çıkmıştır. Hayatı, insanları sorgulamamız çok doğal. Düşünmek hayatın en önemli fonksiyonudur. Ama iş vıdı vıdı haline dönüşmemeli. Marazi, psikolojik bir hâl almamalı. Herkesten her an şüphe duyarsak, sonunda marazi bir hâl alır ve insanı hasta eder.


 


 


Dengeli olmak ve orta yolu tercih etmenin önemi üzerine konuşuluyor...


 


Müslümanı bir kelimeyle anlatır mısın diye bir soru sorarsanız, dengeli insan derdim. Hayatın en önemli olayı bence dengedir. Dengesiz bir insan, aile, toplum içinde bir sorun, bir problemdir. Her şeyin ölçüsü olmalı. Kendiyle olan barışıklıkta, insanlarla sosyal durumlarda, vs. her şeyde dengeyi korumalı. Atatürk’e sormuşlar, “Napolyon mu büyük, sen mi büyüksün” diye. O da “Benim” demiş. “Çünkü Napolyon nerede duracağını bilemedi. Ben ondan daha büyük insanım. Anadolu’dan sonra Selanik’i de almaya kalksaydım Anadolu da elden giderdi. Nerede durulacağını bilmek gerek”. “İslâm’ın en güzel meziyeti dengeli olmaktır” demiş Efendimiz (S.A.V.). “İbadette dahi denge olmalı, aman dikkat edin” demiş. Her şeyin orta yolu olmalı.


 


Hayatın zorluklarına karşı tavır almak üzerine konuşuluyor...


 


Bütün mesele hayatı ve realiteyi olduğu gibi kabullenmek. Olaylara sükunetle bakmak. İnsanların hayatında büyük kasırgaların koptuğu zamanlarda, sığınacakları bir sığınakları yoksa, onlar sürüklenir giderler. Nedir bu sığınaklar? Tasavvuftur, dindir, dosttur. Seccade de hayatın katılıklarına, fırtınalarına karşı bir sığınak, bir barınaktır. Kimi insan şiir sever, sığınaktır, kimi müzik sever, sığınaktır, barınaktır. Dokuzuncu Senfoniyi dinleyende huzursuzluk kalır mı? Mesele o sığınaklara sahip olmaktır. O sığınakları idrak edebilmektir.


 


 


“Nas içinde tefrikaya neden olacak hususlardan sakınınız.”


 


Gavstır, Kutuptur, bilemezsiniz. Her gördüğünüze dikkatli yaklaşın, güzel davranın. Olur ki O bir Velidir, Kutuptur hatta Gavstır. İllâki yemeği yerde, sinide yemeli dersen olmaz. Neden derler? İllâ yerde yatmam gerek dememeli. Herkes nasıl yapıyorsa, siz de öyle yapın. Bakın şu çilekeş topluluk, herkesin çilesi ayrı. Genel yaşantı, tefriş neyse ona uyun.


 


Zahiri ve Batıni varlık var. Öyle evlilikler vardır ki, yetmiş sene devam eder ama yedi saniyelik bir kaynaşma olmamıştır. Öyle aşıklar vardır ki, birbirlerinin serçe parmaklarını dahi tutmamışlardır ama yine de mezarda bile aşkları devam eder. Önemli olan manen bir yerde olabilmek. Görmekle görmemek arasında fark yoktur. Kenan Rıfai Hz.’nin bağlıları içinde onu benim kadar seven kaç kişi vardır? Kenan Rıfai Hz. ile yirmi yaşında tanıştım.Onu görmedim ama “20. Asrın Işığında Müslümanlık” kitabını okuyunca ona aşık oldum. Bugünkü manevi güzelliğimi O’na borçluyum. Beni ALLAH’a o ulaştırdı. O’nu tanımış gibiyim. Yüreğimden O’nu ALLAH’tan başkası sökemez. Ben O’nu gördüm mü? Birlikte yemek yedik mi? En ufak şart koydunuz mu o aşk değildir. Aşkta maddi ölçü yoktur. Şekillerden öze geçelim. Dar, katı, mutaassıp şekilde bakmayalım hayata.


 


 


Ahiret hayatında madden ve manen bu dünyadaki sevdiklerimizle olacak mıyız?


 


Bir şartla, özde bir beraberlik varsa, ruhi yakınlık varsa, o eşindir, o çocuğundur. ALLAH RAHMAN ve RAHİYM sıfatlarıyla en çok kadında tecelli etmiştir. Hayatı idame ettiren unsur kadındır. “Kişi sevdiği ile beraber olacaktır” Hadis. Zahirin etkisi altında kalmayalım. Önemli olan batındır.


 


Hal ile örnek olmanın ve az konuşmanın önemi  üzerine konuşuluyor


 


Yunus Emre Hz. der ki: “Söylememek meziyeti, söylenecek güzel sözlerin en güzelidir.” Ne annem, ne babaannem bana yalan söyleme demediler. Çünkü onlar yalan söylemiyorlardı. Kibar ol demediler, çünkü onlar kibarlardı. Hâle bakarak hareket edenler, uygularlar. Mümkün olduğu kadar sözden uzak yaşamaya çalışalım. Yunus Emre kadar büyük ikinci bir şair görmedim. Yunus bu büyüklüğe nasıl erişti? Mürşidinin nasihatlarıyla. “Kırk yıl ağzına fermuar çekeceksin” dedi. Kırk yıl o birikimler arttı, arttı, arttı... Kırk yıl sonra çağlayanlar gibi dökülmeye başladı.


 


Şekilden çok öze inmeye çalışalım. Beni en çok etkileyen insanlar, çok güzel konuşan, çok bilgili insanlar değil, ama kapıcı İrfan Efendi gibi ki, halâ rüyalarıma girer, edebi, zarafeti, efendiliği, inceliği  ile etkileyenler oldu.


 


 


“İnsanı Allah’a yaklaştıran her şey sevaptır.


İnsanı Allah’tan uzaklaştıran her şey günahtır.”


 


 


Ömer Efendi Hoca böyle söylemişti. Bırakın bu fasa fiso lakırdıları. Hangi fiil, hangi davranış, hangi söz içinde o derin duyguları uyandırıyorsa, Allah’a yaklaşıyorsun, tersinde de uzaklaşıyorsun. Göbek dansında ruhumuzun karardığını ve kirlendiğini hissederiz. Şu gönlün sana ne diyeceği önemli. Azrail can almaya geldiğinde, insanın bütün hayatı gözünde canlanırmış. Oradan kin, nefret, haset, intikam duyguları geçiyorsa vah sana, yazık sana. Ama bunlar yoksa ne mutlu sana...


 


...


 


 


Sabri TANDOĞAN


 


 


 


Aziz büyüğüm, inşallah sohbetlerinizin ışığında hayatımıza yepyeni güzellikler katabilmek umudu ile size ve bütün dostlara sağlık, esenlik ve hayırlarla dolu nice zamanlar ve daimi neş’e hali diliyor, nur ellerinizden bütün dostlar adına sevgi ve hürmetle öpüyorum.


 


Hoşçakalın...


 


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

“Aşk öyle bir mekteptir ki insan kendi söyler, kendinden öğrenir” Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: “Aşk öyle bir mekteptir ki insan kendi söyler, kendinden öğrenir” Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]