Sayın Şayan Erçil,

16.11.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, hayatta önemli olan bilmek, bildiklerimizi hafızamızda depolamak değil olaylar karşısında aniden en güzel çözüm yollarını, en güzel cevapları verebilmek. Olumlu tavır takınabilmek, anında problemleri çözebilmek. Gerisi hikaye. Senelerce senelerce evveldi. Bir gün meclise gitmiştim. Kürsüde Osman Bölükbaşı vardı. O günkü hükümetin bütçesini eleştiriyordu. Bir milletvekili sinirlendi, oturduğu yerden bağırdı: “Gerizekalı adam, çok konuşma, otur yerine” dedi. Bölükbaşı sustu, mikrofonun önünde beklemeye başladı. Sesler azaldı, azaldı, bir an geldi ki çıt yok. Bölükbaşı mikrofona yaklaştı, o sözleri söyleyen adama döndü, “Ulan,” dedi, “ben, aklımın zekatını versem senin yedi sülalene yeter.” Bir kahkaha koptu. En çok gülen de deminki o sözleri söyleyen adamdı. Hayatta işittiğim en güzel esprlerden biri bu idi. Mesele o anda gardını alıp en güzel sözü söyleyebilmekte. Gerisi hikaye.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :