Sayın Şayan Erçil,
17.11.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, insanlar ve olaylar karşısında aniden gereken cevabı verebilenler ne güzel insanlardır. Allah sizden razı olsun. Size bir kaç Temel hikayesi anlatayım:
Hikaye bu ya Temel, belediye başkanlığı seçimlerine girer. Konuşmak için kürsüye çıkar. Heyecandan tir tir titriyordur. Bir söz söylemesi gerek ama aklına hiçbirşey gelmiyor. Bir süre alkışlanır. Sonra mikrofona yaklaşır. “Sevgili arkadaşlarım” der, “buraya gelirken ne söyleyeceğimi bir ben biliyordum, bir de Allah. Ama sizleri görünce öyle sevindim, öyle heyecanlandım ki şimdi ne söyleyeceğimi yalnız Allah biliyor. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.”
Temel’in bu sözü üzerine kahkahalar yükselir. Onu sevgiyle uğurlarlar. Seçimler bittiği zaman görülür ki belediye başkanı olmuştur.
Temel, askerliğini yapmaktadır. Bir gün yüzbaşı sorar. “İslam’ın şartı kaç?” Temel “kırk” der. Yüzbaşı öfkelenir. “Git, doğru cevabı öğren, gel” der. Temel, bölük arkadaşı Dursun’a gider. Olup biteni anlatır. Dursun kızar, “Ne biçim cevap vermişsin. Git yüzbaşından özür dile. Beş’tir efendim de.” Bu söz Temel’i çok kızdırır. “Sen ne diyorsun kardeşim” der, “adam kırkı kabul etmiyor, sen beşten bahsediyorsun”.
Temel’le Dursun uçakla seyahat ediyorlar. Pilot, anons ediyor, “Şimdi” diyor, “18.000m yüksekteyiz.” O sırada hostes geliyor, “Ne içersiniz?” diyor. Dursun “Ben, viski rica ediyorum” deyince Temel kızıyor, “Ula Dursun” diyor, “bari Allah’ın gözünün önünde içmeseydun.”
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aniden cevap verebilenler, zekalarını konuşturanlardır Yazan Şayan Erçil
Cvp: Aniden cevap verebilenler, zekalarını konuşturanlardır Yazan Sabri Tandoğan