Sayın Manolya Hanım,

18.11.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, gönderdiğin Ayet-i Kerime de, Yunus’dan mısralar da son derece önemli. Anlayabildiğim kadarıyla Ayet-i Kerimede sadıklarla beraber olun buyruluyor. Yani kendinize dost seçerken, arkadaş seçerken, hayat arkadaşı seçerken daima uyanık olun. Allah ve Peygamber yolunda olan daima maneviyatı gözönünde bulunduran dürüst, temiz, efendi insanlarla beraber olun buyruluyor. Kendini herkesten üstün gören, kusursuz, noksansız olduğuna inanan, hep nefsaniyetini ön plana çıkaran kimselerden uzak kalın buyruluyor.

Fransızlar “Arkadaşının kim olduğunu söyle, senin kim olduğunu söyleyim” derler. Bazı hayatı ve insanı anlamayan ömürleri gaflet içinde geçen kimseler gerçek insan-ı kamillerle karşılaştıkları zaman onların farkında bile olmazlar, kıymetlerini bilmezler. Onları incitirler, kırarlar, gücendirirler. Sonra da ben ne yaptım sanki diye hava basarlar. Bu kimselerin kendilerine hayrı yoktur ki bize olsun. Onlar ömür boyu kendilerine uşaklık edecek insan ararlar. İşin tuhafı bunun farkında bile değildirler. Kendilerini ideal, mükemmel insan olarak görürler. Ne diyelim, Allah selamet versin.

Yunus Emre’nin mısraları ne kadar anlamlı. Bazı kimseler fakülteler bitirmekle, binlerce kitap okumakla yahut bazı güzel insanların kuru kuruya sohbetlerinde bulunmakla tekamül ettiklerini sanıyorlar. Ne büyük gaflet. Nasıl bir çeşmenin yanına bir testi koysak günlerce, aylarca, yıllarca beklesek su testinin içine girmedikçe yanında duruyor diye dolar mı? Onun gibi bazı insanlar da böyledir. Yine Yunus diyor ki

“İlim ilim demektir

İlim, kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin

Ya nice okumaktır”

İnsanoğlu fakülteler bitirebilir, kitabevi dolusu kitaplar okuyabilir, manevi büyüklerin sohbetinde bulunabilir. Ama onları özümlemedikçe, haytında uygulamadıkça neye yarar? Bir eşeğin sırtına yüzlerce kitap koysak ona ne faydası olur?

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :