Merhaba Efendim,
Tüm hayatını insanlara hizmet etmeye adayan siz değerli büyüğümüz belki sabahın erken saatlerinde acılar içindeyken, belki bir insana yardımcı olurum, belki bir dertli insanın sorununa çare olurum, derdine ortak olurum düşüncesiyle her zaman olduğu gibi gelen mailleri okuyor olacaksınız.Bu maili sizinle paylaşmak istedim.Çünkü anlatacağım bu insanı belki de en iyi siz anlayacaksınız.
Didem Top, ömrünün yarısını hasta geçiren, vücudu her gün kendisini biraz daha terk eden, kasları gram gram eriyen bir Becker tipi Musküler Distrofi (Kas erimesi) hastası. Tedavisi henüz bulunmayan Didem Hanım'ın, hastalığını kabullenip hayata küsmeden, insanlığa faydalı olma niyetiyle yaşaması hepimiz için ders alınması gereken bir örnek.
Ailesi hastalığını fark ettiğinde 12 yaşında imiş. Ortopedik ayakkabı giymesi önerilmiş. Ardında da çelik korse verilmiş. Nihayet 4 sene sonunda 9 Eylül Üniversitesi'nde yapılan inceleme ve testlerle hastalığına kesin teşhis konulmuş.
Hastalığına tam teşhis konulmadan önce arkadaşları, Hastalar Risalesi adlı eseri hediye eder Didem Hanım'a. Kitabı okudukça hastalığını bir rahmet ve kendisini Rabb'ine yaklaştıracak bir vesile olarak görmeye başlar. Bu düşüncenin verdiği güç ile, teşhis kesinleşince üzülen ailesini yine o teselli eder. İmam hatip lisesini okul birincisi olarak bitirir. Akdeniz Üniversitesi Kimya Bölümü'nü kazanır ve Antalya'ya gider. Burada kendi derslerinin yanında çevresindeki öğrencilere ders çalıştırır, maddî imkânı olmayanlara burs toplayabilmek için organizasyonlar yapar. Bu arada otobüse inip binmesi, 4. katta olan sınıfına gitmesi iyice zorlaşmıştır. Babası bütün imkanlarını bir araya getirip küçük bir araba alır. Bir arkadaşı da şoförlüğünü yapar. Bu şekilde okulunu derece ile bitirir. Ancak çevresinde çok sevildiği için ısrarlar üzerine bir yıl daha kalır bu şehirde. Yardımsız yürüyemeyecek hale gelince 1999'da İzmir'e döner.
Sosyal hayatın içinde, çevresindekilere iyilik ve hayır yapma adına bir şeyler anlatma derdinde olan Didem Hanım'a, evde eli kolu bağlı oturmak çok zor gelir. "Tek isteğim Allah rızası için insanlara faydalı olabilecek bir şeyler yapabilmekti. Çok şükür kendime istediğim gibi bir çevre buldum." diyen Didem Hanım haftanın her günü bazen akşamları bile dışarıda olduğunu anlatıyor. Arkadaşlarıyla hadis, tefsir gibi kitap okuma günleri yapıyor. Bu arada imkanlarını birleştirip çevresini de teşvik ederek fakir öğrencilere burs veriyorlar. Kermes düzenleyip yaptıkları çeyizlikleri satarak yoksul ailelere yardım ediyorlar.
Yardım ve hizmet deyince Didem Hanım'ın hastalığını unuttuğunu belirten annesi Hasibe Hanım şöyle konuşuyor: "Özel oturmaya gitse bir kat da olsa merdiven çıkmaz ama hizmet için olunca çıkar. Hizmet deyince güç kazanıyor sanki.İşlerinin yoğunluğundan dolayı haline üzülmeye vakit bulamadığını söyleyen Didem Hanım ise şunları söylüyor: "Hastalar ve ihtiyarlar kardeştir. Dünyaya karşı uzun vadeli isteklerim yok. O yüzden Allah'ın nasip ettiği her günü insanlara bir faydam dokunsun diye geçiriyorum. Bazen çok zorlanıyorum ama yine kalkıyorum ayağa. Allah beni ayakta tutuyor." Didem Hanım hepimize örnek olacak şu sözleriyle yaşama amacını belirtiyor: “ Hastalık engel değil, son nefesime kadar Allah rızası için çalışacağım.”
Sizleri Allah’a emanet eder,selam sevgi ve hürmetlerimi sunarım.
Samime Işıkay
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Gerçek kahramanlar Yazan Samime Işıkay
Cvp: Gerçek kahramanlar Yazan Sabri Tandoğan