Ayın Ayla Belen,

23.11.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, tiyatroya gitmemekle ne kadar isabet etmişsin. Geçen gün Hatice Hanım’ın ziyaretine gittim. Koridorda bu sezon gösterime başlanan piyeslerin tanıtım afişleri vardı. Şöyle bir baktım. Gidecek bir tek piyes bulamadım. Ne yazık ki genel müdür olduktan sonra Cüneyt Gökçer, hanımı Ayten Gökçer’le el ele verdiler, Karl Ebert’in kurduğu o muhteşem, o canım Türk tiyatrosunun köküne kibrit suyu ektiler. Ne yazık ki Karl Ebert’in emekleri boşa gitti. İkili, kaprisleriyle, hırçınlıklarıyla o dev gibi sanatçıları kırdılar, incittiler, küstürdüler. Hepsi tiyatrodan elini çekti. Ortada Aragones’in Fenerbahçesi gibi döküntüler kaldı. O nedenle gitmemekle büyük isabet etmişsin.

“Asla muayenehanesindeki çiçekler kurumuş olan bir doktora gitmeyiniz” sözü ne kadar anlamlı. Herkesin bunun üzerinde uzun uzun düşünmesi lazım. Çiçeklerle iletişim kuramayan bir doktor, hastasıyla nasıl kuracak? O, hayata yabancı, insana yabancı, estetiğe yabancı bir zavallıdan başka nedir? Onun kendine hayrı yok ki hastasına olsun. Hayat, insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla bir bütün, bir kompozisyon. Değil bitkilerle, eşya ile bir iletişim kuramayan kimse hiçbir zaman hayatın manasını anlayamayacak, kendisi de mutsuz olacak, çevresindekileri de mutsuz edecektir. Onlara da yazık, günah değil mi? Önemli olan tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün bitkileri, bütün eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucaklayabilmektir. Anadolu’da bir laf vardır. İçi geçmiş, aşksız, ruhsuz, kupkuru insanları anlatırken: “Ağanda ışk kalmamış” derler. İşte muayenehanesindeki çiçekleri kurutan bir doktor da hiç şüpheniz olmasın hastalarını da kurutmaya hazırdır. Aklı başında bir insan böyle bir doktorun semtinden bile geçmez. Ben, kalbinde insan sevgisi olmayan, insana saygı olmayan bir kimsenin doktor olabileceğine kesinlikle inanmıyorum. Onlar ne doktor, ne baytar olamazlar. Hayat, sevgiyle var, sevgiyle devam ediyor. Sevginin olmadığı yerde değil hayat, hiçbir şey yoktur.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :