Sayın Manolya Hanım,

26.11.2008 tarihli mailinizi aldım.

Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın hiç unutamadığım bir sözü vardı: “Beni o kadar çok kırdılar ki bağrım Karacaahmet mezarlığı’na döndü.” Değerli yavrum, günümüzde kabalık, saygısızlık, hoyratlık o kadar arttı ki bazı insanların işi gücü kalp kırmak, gönül incitmek. Bütün mesele incinmemekte. İncitmemek kolay, ama incinmemek zor. Olayı şu şekilde halledebilirsin: Madem ki “Varolan Hak’tır, Gayrisi yoktur”, “Her fiilin faili Allah’tır” o halde kime kırılacağız, kimden incineceğiz? Hepimiz her an bir imtihan içindeyiz. Birtakım kimseler tiynetlerinin gereğini yerine getirip bizi üzecekler, kıracaklar, incitecekler. Onlara zahir planında uzak kalabiliriz. Ama mana aleminde onlar için de dua edeceğiz. Havlıyor diye bir köpeğe kızılır mı? Anırıyor diye bir eşekten incinilir mi? Gayet tabi köpeğin vazifesi havlamak, eşeğin vazifesi anırmak. Ben, hayat boyu birçok insan tarafından sayısız kırılmalara, incinmelere maruz kaldım. Bazılarıyla mesafeliyim. Ama hiçbirine dargın, kırgın değilim. Onlar görevlerini yapıyorlar. Önemli olan iç dünyamıza o dargınlığı, o kırgınlığı koymamak. Böyle yaptığımız takdirde sınavda başarıyla çıkmış oluruz. Tek istisna olmadan yedi milyar insan bizim canımız, ciğerimiz, kardeşimiz. Olay bu kadar basit. Ama bunu yaşayabilene, zevk haline getirebilene ne mutlu. Allah, cümlemize bu güzelliği nasibetsin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :