YÂR ELİNE

Yâr eline giden mi var? Ondan haber eden mi var? Cananımı gören mi var? Gelsin bana, desin bana.

Seni görenleri görem, O çeşm'e yüzüm sürem. Dünyâyı sensiz nidem? Gelsin bana, desin bana.

Huzurunda eğik başlar, Akar gözden kanlı yaşlar, Delinir âh imla taşlar. Gelsin bana, desin bana.

Olan olmuş Azîzeye, Ateş dolmuş Azîzeye, Rengi solmuş Azîzeye, Gelsin ona, desin ona...

CANDA TÜTER GÜLLERİ

Canda tüter gülleri, Âh eder bülbülleri, Yolundan dönmez geri, Bu gönül aşka gider.

Bu gönül aşk bellemiş, Bilmez ki, ne eylemiş, Gönül seni özlemiş. Bu gönül aşka gider.

Renk, renk akan sularla, Mest olmuş kuğularla, Türlü bin kokularla, Bu gönül aşka gider.

Çiçekler kat, kat olmuş, Yapraklar kanat olmuş, Şevkinden nurla dolmuş, Bu gönül aşka gider.

HAYLİ DEMDİR

Hayli demdir, arar idim, Âşık olmuş yanar idim, Akar, baştan dolar idim, Ayağına düştü başım.

Kanat buldum, bir kuş oldum. İçip aşkı sarhoş oldum. Huzurunda bîhuş oldum. Ayağına düştü başım.

Yel oluben, essem yine, Mest oluben, dönsem yine, Yüzüm sana sürsem yine. Ayağına düştü başım.

BU İNCECİK DEREDEN

Bu incecik dereden akıyor seller, İçimdeki derdimi bilmiyor eller. Çıksam, gitsem dağlara, deli olmuş derler. Ben senin dağlarına çikasım geldi, Menekşe, sümbül, lâle kokasım geldi.

Benim Şeyhimin feyzi, rahmeti boldur. Bu yol edep yoludur, giren kurtulur. Yolunda olanlar, Allahı bulur. Ben senin yolunda ölesim geldi, Bastığın merdiveni öpesim geldi.

Benim Şeyhimin evi kıbleye karşı. Akıtdım gözümden kan ile yaşı. Feda koydum yoluna can ile başı. Makamı kürsüyü göresim geldi, Tacı şerifine yüz süresim geldi.

Benim Şeyhimin evi kıbleye bakar. Âbı Zemzem olmuş, feyizler akar. Efendim, âteşin Emremi yakar. Ben senin ateşine yanasım geldi, Huzurunda el bağlı durasım geldi.

Benim Şeyhimin ağacı, Tuğba ağacıdır. Her nazarı ihvana, aşk miracıdır. Efendim emirlerin başım tacıdır. Ben senin emrini tutasım geldi, Nehiylerinden kaçasım geldi.

ELİM ERMEZ

Eüm ermez, gidem yare, Gözüm görmez aşikâre, Ciğer oldu pare, pare, Bu can senden ayrılalı.

Tüter başımda dumanım, Bilirem sana hayranım, Hasretinden el amanım, Bu can senden ayrılalı.

Dağında, taşta gezeyim, Canımdan, özden bezeyim, Ben bir garip Azizeyim, Bu can senden ayrılalı.

AŞKIN

Âşıkların kitabı, Sessiz sözsüz hitabı, Günâhı, hem sevabı, Bensiz olanlar bilir.

Sevgidir onun adı. Uçmağa yok kanadı. El Hak diyen feryadı, Onu duyanlar bilir.

Ne dinde, ne îmanda, Bilinmez ki, ne yanda, Durağı yalnız insanda, Çerağı yananlar bilir.

Gözyaşıdır gıdası, Duyguların âlâsı, Müminlerin duası, Rabbin katından gelir.

BEN GİBİ

-Samiha Ayverdi Hanımefendiye-

Sen ey gülizârı Muhammedin kokusu, Sen ey sonsuzluk ifâdesi, erenlerin sükûtu, Kâinatın ahengi, kudretden Ayverdi, Gonca iken, harın eline düştün mü hiç ?

Sen ey âşıkların kemâl denizi, Susuzların çeşmesi, gariplerin kâsesi, Yürüyen kervanın son efendisi, Rahmetsiz çöllere düştün mü hiç ?

Sen ey selvi boylum, güler yüzlü, şimşir bakışlım, Hâli vakur, sükûtu manalım, Dostun çatık kaşını gördün mü hiç ?

Sen öy dizlerinin dibinde yetişen, Yıllarca mânâ potasında pişen, Feryâd, feryâd âvâzesiyle inleyen, Feryadına sessiz, sözsüz cevap aldın mı hiç ?

VERDİ

Göz verdi, görelim diye. Gönül verdi, sevelim diye. Akıl verdi, bilelim diye. Neler verdi, neler verdi.

Gizlendi gönüllere, çıkmadı. Vermekden usanmadı, bıkmadı. Bir tarafını yıktı, her tarafını yıkmadı. Neler verdi, neler verdi.

Şükredelim hâlimize. Kalmayalım biz bize. Secde edelim Rabbimize. Neler verdi, neler verdi.

BAKIŞ

Bir bakış ki, kudreti hiç bir lisanda yok. Bir bakış ki, bazan şifâ, bazan zehirli ok ! Bir bakışı, âşıka neler neler anlatır. Bir bakışı, âşıkı saatlerce ağlatır.

Bir bakış ki, âşıkı aşkından emîn eder. Âşıklar, maşukuna gözlerle yemin eder.

Seni sevmek de günah mı, bu nedendir bileyim. Sevmeden biran duramam, iptilâdır neyleyim. Âşık oldum, onsuz hayat ne azaptır bilene. Ben sensiz bir an duramam, iptilâdır neyleyim.

Söyle ey dil, bu firakın nice yıllar sürecek ? Yetecek ömre bu hasret, bu ateş bitmeyecek. Sürecek hasreti aşkım, senin olsam da yanında. Bana Rabbim, senin ismin, senin aşkın yetecek.

RÜZGÂRLARIN ÖNÜNE

Rüzgârların önüne kapılan, uçan, Bir yaprak gibi yükseleyim sana. Bırak da geleyim sana...

Mevsimler su gibi akıp geçerken, Ömrümün bahçesinde nasıl yetiştin sen ? Solan bir çiçek gibi splmadı çehren. Sen benim baharımda taptazesin.

Rüzgârların önüne kapılan, uçan, Bir yaprak gibi yükseleyim sana. Bırak da geleyim sana...

BİZE DERLER

Hazreti Ali erleri, Seyyidimin pirleri, Aşka meftundur serleri, Bize Rifâîler derler.

İlmi esrarı bilirler, Dersi Mevlâdan alırlar, Bize Sultanîler derler.

Topraktır yerde yüzleri, Arşı Âlâda gözleri, Bize Kenânîler derler.