Sizinle konusurken ‘Buralar Ramazan’da cok guzel’ demistim. “Nesi guzel oluyor” demistiniz. O anda aklima gelen birkac seyi siralayivermistim. Evet , ama gercekten o Mubarek Ramazan ayinda neydi guzel olan ? Niye bana daha guzel gelmisti burada Ramazan ? Muslumanim diyen herkes oruc tuttugu icin mi? Disarlarda umarsizca yenilip icilmedigi icin mi. Insanlar Ramazan da birbirine daha nazik daha toleransli oldugu icin mi? Bu konu epeydir aklimda. ..
Ilk, gozle gorulur elle tutulur olan burada; Ramazanlarin adeta bir festival havasinda kutlanmasi. Herkes sanki iftar saatini bekliyor , butun gun cekildikleri dinlenme ortamindan cikip sokaklari, bahceleri, parklari, camileri , alisveris merkezlerini doldurmak icin. Gunduzleri mesai saatleri kisaltildigi icin herkes bir saat daha gec gidiyor isine, okuluna; ikindi vakti de her yer kapandigi icin calisanlar, okuyanlar , disarda olanlar evlerina donuyor ve aksam icin iftar hazirliklari basliyor. Butun restoranlar, kafeteryalar yada yiyecek icecek satan her yer gunduz kapali. Onlar da ikindi saatlerinde telase icinde iftara hazirlanmaya basliyorlar. Iftar saatleri bir senlik gibi, Parklar piknikte iftar acacaklar ile dolup tasiyor. Butun restoranlar iftar menuleri veriyor. Her kosebasindaki camilerin onunde upuzun yer sofralari kuruluyor. Isteyen tepsilerle oraya yemek goturup birakiyor. Butun iscicler, garipler, yoksullar yada isteyen herkes ; bir sofraya ucundan sokulup salatasi , etli pilavi corbasiyla guzel bir iftar yemegi ile iftar edebiliyor buralarda. Sonra, camiler dolup tasmaya basliyor aksam , teravi ve yatsi namazlari icin. Saatlece suruyor bu haraketlilik. Uzun uzun kiliniyor teraviler. Insanlarla dolup dolup bosaliyor camiler. Cemaat bahcelerine , onlerine tasiyor. Etrafta cocuklar kosup oynuyor, kimileri gelip bazen katiliyor namaza , sonra oyunlari donuyorlar bazen. Geceyarisinda ciksaniz disari zannedersiniz ki evlerinde hic kimse kalmamis herkes disarlarda. Bu sahura kadar suruyor boyle … Daha cok haftasonlari bakiyorsunuz sahuru bile disarida yapiyorlar … Her sehirde festival yerleri kuruluyor Ramazan Ayinda. Aksamlari lunaparklar etrafinda restoranlar, sonra alisveris yapabileceginiz igneden iplige , giyisiden gidaya herseyin satildigi kapali pazaryerleri gibi fuar alanlari… Kimi zaman kalabalikta gezmekte zorlaniyorsunuz.
d Oruc tutulmasi gereken saatlerde disarida yiyip icmek kesinlikle yasak. Bu zamnlarda musluman olmayanlar da halka acik yerlerde yiyip icemiyorlar. Camilerde her an gidip Kur’an okuyup yada okuyanlari dinleyebilirsiniz. Kisacasi herkes kendini bu havaya kaptiriyor buralarda.
Iste bunlar gorunurde insani etkileyenler , ya isin manevi yonu… Ben cocuklarin okulunda Ramazan boyunca ogretmenlerinin cocuklara cemaat ile ogle namazi kildirmasindan cok memnun olmustum. Okullardaki mescitlerde zaten cocuklardan musluman olanlar istediklerinde gidip namaz kilabiliyorlar. Ancak Ramazan ayinda yine musluman olan ogrenciler Islam ile ilgili daha cok bilgilendiriliyor, oglenleri hep birlikte namaz kilmaya tesvik ediliyor. Gunduz daha az calisildigi icin , insan ibadet icin daha cok zaman ayirabiliyor, dinleniyor … Teravi namazlari ise yaklasik 1.5 – 2 saat suruyor. Bu arada namaz kildiran hocanin sesi caminin disina da verildigi icin okunan Kuran-I Keriml sesleri dalga dalga yayiliyor her yana. Insan icinin kuslar gibi kanat cirptigini hissediyor.
Tabi bu arada “Ramazan ayinin en onemli unsurlarindan biri olan nefsini terbiye etme , elindeki nimeti idrak edip sukrunu edebilme. Kendinden daha yoksullari, bu nimetleri bulamiyanlari hatirlama gibi konularda herkes uzerine duseni yapabiliyormu?” derseniz ‘onu Allah bilir ancak ‘ diyorum. Kendi adima onlarca hatta yuzlerce yemek cesidinin siralandigi acik bufe iftarlar (…ki sonunda cok miktarda israf soz konusu oluyor) indirim var diye yapilan sinirsiz tuketimler beni rahatsiz ediyor. Onlardan uzak durmaya calisiyorum. Icimde bir cig gibi buyuyen o maneviyati , sukur , kanaat , merhamet, sevgi duygularini onlarla zedelemek istemiyorum. Tabi bu tur seylerde, burdaki refah seviyesindeki yuksekligin, sahip olunan paranin insanlari bir yerde imtahan etmesi diye dusunuyorum. Kur’an-I Kerimde buyrulan ‘Mallariniz ve evlatlariniz sizing imtahaninizdir ‘ hukmu burada cok acik bir sekilde gozlenebiliyor. Rabbim bize gercekleri goren gozler nasip etsin ve dogruluktan ayirmasin insaallah. Amin!
Peki ya benim guzel memleketimde yasadigim Ramazanlar!!!… Eskiden beri Bursa’da yasanilan Ramazanlari cok severim. Benim ogrencilik yillarimda aksamuzeri balkonda babami beklemeyi cok severdim. Hizli hizli evlerine donen beyler hanimlari seyrederdim. Herkes iftardan once evinde olmak icin acele ederdi. Ellerinde yiyecek paketleri, firindan yeni cikmis sicacik pideler olurdu. En yoksul olalar bile hic olmazsa bir pide almis kosar adim evierine dogru yol alirlardi. Babami karsilamamiz, sonra birlikte oruc actigimiz iftar sofralari…… Genellikle Ramazinin buyuk cogunlugunda akraba ve tanidiklarla karsilikli iftar yemekleri verirdik birbirimize. Baylirdim bu yemeklere … Coktandir bir araya gelemeyenler bir sofrada bulusurdu. Komsulara, ogrencilere de iftar yemegi verirdi annem.
Universite ye gittigim yillarda okulumuzda oruc tutan sayisi cok azdi. O yuzden dikkat cekerdik. Cogunun ailesi oruc tuttugu halde, arkadaslarima ogrenci diye kiyamaz tutmamalarina birsey demezler, ya da tutmalari icin gayret gostermezlerdi. Oysa biz ilk okulda baslamistik sahura kalkmaya. Oruc tutmayacak bile olsak sahura kalkardik. Hatta kaldirmadiklari zaman cok uzulurduk. Arada birkac gun alisabilmek icin oruc tutardik. Oratokula geldigimizde artik tamamen alismistik ve tam olarak Ramazan ayi orucunu tutmaya baslamistik. O nedenle ben hic zorluk cekmedim hayatim boyunca. Hatta universitede final sinavlarim ramazan ayina denk gelirdi. Ben de sahura kadar calisir , sahurdan sonra niyetlenir yatardim ve butun sinavlarim daima iyi gecerdi… Oyle olacagina da gonulden inanirdim.
Bir anim aklima geldi birden; On onbir yaslarindaydim. Ramazan bayrami icin Bursa’ya gelmistik, dedemlerde kaliyorduk. Bayrama birkac gun vardi. Annem ve akrabalarimizla birlikte bayram alisverisine carsiya cikmistik. Ben de o gun oruc tutmaya niyet etmisim. Butun gun dolastik alisveris yaptik. Aksamuzeri eve dondugumuzde muthis yorulmustuk. Ben korkunc bir susuzluk hissediyordum. Dilim damagiz kupkuru olmustu, icim kaziniyordu. Anneme nazlanip aglamaya basladim. ‘Anne , dayanamiyorum cok susadim noolur bir yudum su iceyim’ diye … Annem kaslarini catti. ‘Ben sana zorla oruc tut demedim. Sana henuz farz degil. Ama sen illa tutacagim dedin ve sahura kalktin sonrada oruca niyet ettin. Simdi bu orucu bozamazsin , cunku niyet edip Allah’ a tutacagina soz verdin. Ben biliyorum ki su kalan 1 saate dayanabilirsin. O yuzden simdi hemen git yat, baska seyler dusun, uyu, iftara kadar dayan. Ben seni iftar saati cagiririm.’ Dedi. Aglayarak yatak odasina gittim. Aklimi baska seylerle oyalayarak bir saat yattim. O gun yedigim iftar yemeginin lezzetini, ictigim o ilk bardak suyu hic unutamam. Iftarda annem; ‘ Simdi anladin mi yiyecek bir lokmasi, icecek suyu olmayanlar neler cekiyorlar ‘ demisti…. Anlamistim…
Birsey daha anlamistim. Soz verildimi, yemin edildimi bozulmaz, tutulur….
Yine rahmetli annanem geldi aklima. Cok hasta idi o zamanlar. Orucunu tutamazmis meger. Surekli ilaclari var , midesi cok rahatsiz. Ben yanlarinda yasiyorum. Bilmiyorum. Her gece kalkiyor bize sahurda tazecik akitmalar pisiriyor, yemekler hazirliyor. Ben oruc tutuyor biliyorum. Gunduz onu hic yiyip icerken gormemisim. Bir gun okuldan geldim erkenden, eve girdim, mutfagin kapisi kapali, actim bir baktim ki kucuk masada biseyler yiyiyor. sonra da ilaclarini icecek . ”Ah niye kapiyi calmadin” dedi. ve de ekledi “ Benim gibi mecbur kalir da tutamazsan orucunu, kimsecikler gormesin seni yerken. Evin kedisi bile varsa mutfaktan cikaracaksin. Bu sadece seninle Allah arasinda bir seydir. Ondan baska tanigin olmamali…” Boyle hassas bir insandi Annanem nur icinde yatsin.
Bursa’da calistigim isyerinin sahipleri de cok iyi insanlardi. Ramazan ayinin geldigi orada da cok guzel anlasilirdi. Isverenler tarafindan hazirlatilan erzak torbalari ramazan basinda iscilere , calisanlara dagitilirdi. Ramazan boyunca da aksam uzeri iftar saatine yetisecek sekilde mesai erken bitirilirdi. Servis araclarina binerken hepimize hurma zeytin , pide ve sudan ibaret iftariyelikler dagitilir, olurda trafikte takilir kalir eve yetisemezsek , iftar acabilmemiz saglanirdi. Ramazan suresince , idari personele aileleri ile birlikte , butun iscilere , sanayi bolgesindeki diger fabrika yoneticilerine ayri ayri iftarlar hazirlanir, fabrikanin yemekhanesinde yemekler verilirdi….Yillar sonra evlenip Izmir’e geldigimde calismaya basladigim fabrikada da benzer uygulamalar gordum. Iftar vakti cikip eve yetisemeyiz diye iftar yemegi cikarirlardi, patron, personel,isci hep birlikte iftar yapardik… Allah hepsinden razi olsun…
Allahim oyle buyuk ki , O’nun hazinesinde o kadar bol ki .. Her sey , kararli olmaya , niyete , gonulden istemeye bagli. Siz temiz kalple , dua ile isteyin o butun guclukleri kolay ediyor, butun olmazlari olur yapiyor ve size ibadet yollarini aciveriyor. Sadece siz bir adim atin, isteyin , yapmaya uygulamaya baslayin. O size O’na ulasmaniz icin engelleri kaldirarak cevap veriyor. “ Suphesiz ki her turlu zorluktan sonra bir kolaylik vardirl.” (Insirah ) …
Hepinize maneviyat ile dopdolu hayirli Ramazanlar, ve onu hakkiyla idrak edip degerlendirme gucu diliyorum. Allah’a emanet olun….
Ozden CICEK
Creative Wood Painting Lady
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
O Güzel Ramazanlar Yazan Özden Çiçek
Cvp: O Güzel Ramazanlar Yazan Sabri Tandoğan