Kıymetli babacığım, Sizi ve tüm gönül dostlarını sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Efendim, size bir kaç gün önce, evimize küçük bir akvaryum aldığımızı, ancak 7 yaşındaki kızımızın balıklardan tiksinerek yemeden içmeden kesildiğini, sofraya hiç oturmadığını ve balık lafı geçince kusmaya başladığını, günlerce yemek yemediğini anlatmış, siz de yine her zamanki engin ferasetinizle problemi tahlil ederek, bu durumun fizyolojik olmadığını, altında yatan kıskançlık duygusundan kaynaklandığını söyleyip önerilerde bulunmuştunuz. Efendim tavsiyelerinizi uygulamaya başlayınca ilk günden sonuç almaya başladık. Şimdi balıklardan tiksinmek bir yana, tıpkı söylediğiniz gibi balıklarla küçük hanım arasında bir dostluk oluştu. Artık akvaryumun yanına geliyor, dakikalarca onları seyrediyor ve onlarla konuşuyor. Bu arada eski iştahımıza da kavuştuk. Efendim, gerek kitaplarınızda, gerek sitedeki yazışmalarınızda sık sık kainatın en önemli olayının sevgi olduğundan bahsedersiniz. Bu konu da yine aynı noktaya bağlandı. Ben sizin o çok güzel ifadenizle; "Kainattaki bütün teşekkür kelimelerinden bir buket yapıp" sunuyorum. Efendim sözü saygılarımla size bırakıyorum:
"Hukukta bir on sekiz yaş sınırı var. Ama manevi hayatta yoktur. Bazen on yaşındaki çocuk bir kelam eder şaşar kalırsınız. Bazen de seksen yaşında bir profesörün manevi yönden olgunlaşmadığını görürsünüz. Hiçbir konuda ön yargı yoktur."
"Adaklar ertelenmez.Ertelenirse bazen baş götürür. Çünkü o söz doğrudan doğruya Allah'a veriliyor."
"Peygamberimizin en çok emir buyurduğu husus nedir, merak ettim araştırdım. Peygamber Efendimiz bizden en çok istişare etmemizi istiyor. Türkiye'de bugün ne yazık ki istişare kalmamış. Herkes herşeyi herkesten iyi biliyor. Hemen her alanda geri olmamızın nedeni istişarenin unutulmuş olması. Ancak herkesle istişare edilmez. Peygamber Efendimiz, “İstişare edilen insan emin insan olmalıdır” diyor."
"Allah neşeli kulunu sever. Nerde sevgi orda Allah. Sevginin olmadığı yerde Allah yoktur."
"İç huzursuzluğunun manevi hayattaki açıklaması Allah'tan uzaklaşmaktır. Allah'a yakın olan kişinin, bir hafta sonra kıyametin kopacağını bilse dahi morali bozulmaz. Bütün mesele şekilde değil, özde. Ancak Allah'la beraber olmanın da belli kuralları var:
1) Helal Lokma. Kişinin evine bir lokma bile haram girmeyecek. Haram lokma yemeyecek.
2) Haklı bile olsa kalbinde kimseye karşı kin ve nefret beslemeyecek. Peygamberimiz amcasının katilini bile affetti.
3) Dedikodu yapmayacak. Yapılan ortamlardan uzak durulacak.
4) İnsanlarla mümkün olduğu kadar islami edep, saygı ölçüleri içinde görüşülecek. Velev ki firavun bile olsa. Kur'an'da; "Ya Musa, Firavunla konuşurken yumuşak ve tatlı söyle" buyruluyor. Herkesle güzel geçinmenin yollarını bulmalıyız. Komşularımızla iyi geçinmek zorundayız.
5) Ne tam ümitsizlik, ne de tam bir emniyet içinde olacağız.Bunun en güzel örneğini Hz. Ömer vermiş. "Bana deseler ki herkes cehenneme gidecek, bir kişi cennete gidecek; o bir kişi ben miyim diye ümitlenirim. Deseler ki herkes cennete, ama bir kişi cehenneme gidecek, o kişi ben miyim diye ürperirim."
Sabri TANDOĞAN
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden...” Yazan "Aşk bu imiş"
Cvp: “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden...” Yazan Sabri Tandoğan