Ermenilerden Özür Dileyen Sözde Aydınlar Hakkında
Bildiğiniz gibi kendilerine aydın diyen gerçekte karanlık olan bazı kişiler, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili özür diliyoruz kampanyasını başlattılar. Oysa Ermenistan ve diyasporanın amacı, Türkiye’den önce tazminat sonra toprak talep etmekte fakat söz konusu kişiler, bunlara alet olmaktadırlar. Eminim Türkiye dışında başka bir ülkede olsa bu tip kişiler, vatana ihanet suçuyla mahkemelerde yargılanırlar.
Osmanlı Devleti’nde Ermenilere millet-i sadıka denildiği gibi pek çok Ermeni’ye Osmanlı Devletinde vezirlik, genel müdürlük gibi önemli devlet görevleri verilmiştir. Bununla ilgili bir yazı ekli dosyada yer almaktadır. Fakat Osmanlı Devleti’nin zayıflama döneminde İngiltere, Rusya ve Fransa bazı Ermenileri kışkırtarak Doğu bölgelerimizdeki Ermenilerin isyan etmesine sebep oldular. Hatta Rus ordusu içinde yer alan bazı Ermeni asker ve subaylar, Türk köylerine baskınlar düzenleyerek toplu katliamlara giriştiler. Bunun sonunda Osmanlı Devleti, Doğu bölgemizde yaşayan Ermenileri Suriye’ye göç ettirmek zorunda kalmıştır. Düşmanla işbirliği yaparak ülkesini arkadan vuranlara karşı hangi devlet bu tedbiri almazdı? Elbette bu kargaşada mağdur olan Ermeniler bulunabilir.
Bu karanlıklardan bazıları, daha önceki yıllarda B.O.P.nin hayata geçirilmesi ilgili yapılan Ermeni Toplantısı, Rum Toplantısı, Kürt Toplantısı ve Abant Toplantılarının değişmez aktörleri oldular.
Medyada, bu kampanyaya katılan karanlıklardan bazılarının Ermeni, Rum ve Yahudi asıllı oldukları söz konusu edilmektedir. Bence üzerinde durulması gereken, yapılan eylemin yanlışlığı olmalıdır. Kaldı ki, bunlar arasında Ahmet Ağaoğlu gibi Atatürk Döneminin devlet adamlarından birisinin akrabası olan ve Hatemi gibi İran Azerbaycan’ından Türkiye’ye göç eden Türklerin yakınları da bulunmaktadır. Bunları yazarken aklıma Amerikalı bir yazarın sözleri geldi. Bu yazar arkadaşları ile sohbet ederken bir gün şunları söylüyor: “Arkadaşlar ne inkar edelim, hepimiz birer zihinsel fahişeyiz.” Çünkü bu yazarlar, medyada para karşılığı doğruları yanlış, yanlışları doğru olarak ifade etmişlerdir.
Bu karanlıklar, Irak’ta bir milyondan fazla Müslüman’ın, A.B.D. askerleri tarafından, Hocalı’da binlerce Azeri Türkü’nün Ermeniler tarafından ve Sovyetlerin parçalanmasından sonra 1990’larda binlerce Müslüman Boşnağın Sırp çeteleri tarafından katledilmesinden bir insan olarak niçin üzüntü duyup bu konuda da bir şeyler yapmayı düşünmezler?
Konu ile ilgili çok şeyler söylenebilir. Fazla zamanınızı almamak için iki noktaya değinerek yazıyı sonlandırmak istiyorum. Birincisi bunlardan bazılarının A.B.den proje adı altında kaç para aldıklarını Yılmaz Dikbaş aşağıdaki yazısında açıklamıştır. Diğeri ise ile Mustafa Yıldırım’ın Sivil Örümceğin Ağında adlı kitabında bu kişilerin Sorosla bağlantı oldukları açıklanmaktadır.
Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu
Gazi Üniversitesi, Öğretim Üyesi
___________________________________________________________________________
ÖZÜR DİLEYENLER…
Yılmaz Dikbaş
Kendi kendilerine aydın diyen bazı kişiler bir kampanya başlatmışlar.
1915’de Türkler, sözde Ermeni soykırımı yapmışlar, şimdi bu kişiler günümüz
Ermenilerinden özür diliyorlarmış.
Peki, kim bu özür dileyen sözde aydınlar?
Söze gerek yok.
Biz konuşmayalım, rakamlar, daha doğrusu Avrolar konuşsun.
Özür Dileyenler AB’den Aldıkları Hibeler[1]
Prof. Dr. Ahmet İnsel 107,414,- Avro Helsinki Yurttaşlar Derneği
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu 193,548,73 Avro ÇağdaşYaşamı Destekleme Derneği
Mine Kırıkkanat 70,000,- Avro Gazeteci Yazar
Prof.Dr. Atilla Yayla 449,620,40 Avro Liberal Düşünce Derneği
Şerafettin Elçi 107,414,- Avro Helsinki Yurttaşlar Derneği
Ertuğrul Kürkçü 809,760,- Avro İPS İletişim Vakfı
Prof. Dr. Halil Berktay 107,414,- Avro Helsinki Yurttaşlar Derneği
Etyen Mahçupyan 1,032,921,35 Avro Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı
Mehmet Ali Birand 107,414,- Avro Helsinki Yurttaşlar Derneği
Adalet Ağaoğlu 107,414,- Avro Helsinki Yurttaşlar Derneği
MAZLUMDER 81,735,15 Avro
Murat Belge 107,414,- Avro Helsinki Yurttaşlar Derneği
Paris’in Pigal’inde, Londra’nın Soho’sunda ve Amsterdam’ın Kırmızı Fenerli sokağında, iletişim kurmak için yabancı dil bilmeye gerek yoktur. Aslında, çok konuşmaya da gerek yoktur. İngilizce bir tek deyim bilin, yeter.
“How much?”
Yani:
“Kaç para?”
Gerisi kendiliğinden gelir.
Türkiye’de Cumhuriyeti yıkmak isteyenlerle, Kemalizm karşıtlarıyla, ABD uşaklarıyla, AB
Mandacılarıyla ve şimdilerde ortaya fırlayan Özür Dileyenlerle uzun uzun tartışmaya hiç gerek yoktur.
Kısaca sorun:
ABD’den, Soros’tan ya da AB’den kaç para?
Gerisi kendiliğinden anlaşılır.
Yılmaz Dikbaş
20 Aralık 2008
dikbas@kalinka.com.tr
www.kalinka.com.tr
Diğer yazılar için (http://w3.gazi.edu.tr/web/iarslan)