Sayın Recep Ergül,

29.12.2008 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bazı insanlar görüyoruz. Hep terddüt içindeler. En basit meselelerde bile karar veremiyorlar. Adam, kravat alacak. Gidiyor, isteğini tezgahtara söylüyor, tezgahtar çeşitli kravatlar çıkarıyor. Fakat bazı insanlar bir türlü karar veremiyorlar. Bir gün Göksu Restorana gittim. Yandaki masaya iki hanım geldi. Garson listeyi getirdi. Fakat ne hikmetse hanımefendiler bir türlü karar veremediler. Onu mu yesek, bunu mu yesek dediler. Garson bekledi, bekledi, onun da sinirleri bozulmaya başladı. Fakat mesleği gereği birşey diyemedi. Dayanamadım, müdahale ettim. “Hanımefendiler” dedim, “siz en iyisi beğendili kebap yeyin” dedim. “Peki,” dediler, kabul ettiler. Garson da azaptan kurtuldu. Bu örneği hiç unutmadım. Belki aradan yirmi yıl geçti. Eminim kadınlar da azap içinde idiler. Bir türlü karar veremiyorlardı. Sonra beğendili kebabı yediler, ki Türkiye’de beğendili kebabın en güzeli Göksu Restoranda yenir. Sonunda bana teşekkür ettiler. Bazı kimseler görürüz, araba kullanıyor. Trafiği aksatırlar. Bir yol dönemecinde oraya mı girsek, buraya mı girsek diye karar veremezler, kargaşaya neden olurlar. Bu şekilde daha binlerce örnek verebiliriz. Bu niye böyle oluyor? Bence asıl sebep gerçek bir şahsiyetin teşekkül etmemesi. Olaya ben böyle bakıyorum.

Peki yapılacak nedir? Makul bir süre düşündükten sonra karar vermek, ve ne pahasına olursa olsun onu uygulamak. Bir de karar verme aşamasında bütün zihni melekelerimizi toplamak son derece ciddi ve dikkatli olarak kararımıza varmak ve onu ölüm bahasına da olsa uygulamak.

Değerli yavrum, hayat tecrübelerimden benim çıkardığım sonuç bu. Katılırsın, katılmazsın o senin bileceğin iş. Ben birşey diyemem. Ama iyi bil ki karar veremeyen, mütereddit insanlar daima toplumdan eksi puan alırlar. Kredilerinden kaybederler. Çevrenin itimadı azalır. Ve kendileri de hiçbir zaman mutlu, huzurlu bir hayat yaşayamazlar. Verilen en kötü karar bile bence şaşkın ördekler gibi kararsız, mütereddit olmaktan daha iyidir. Diyeceklerim bu kadar yavrum.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :