Sayın Meriç Özgür,
2.1.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, Kennedy’nin zamanında Amerika’nın bir saygınlığı vardı. Onun öldürülmesinden sonra birbiri ardısıra gelen devlet başkanları bu saygınlığı yok etmek için ellerinden geleni yaptılar. En son Bush, bütün dünyanın kendisinden ve Amerikadan nefret etmesi için elinden gelen çabayı harcadı. Ve muvaffak da oldu. Kıyamete kadar Bush nefretle, lanetle anılacak. Allah onun belasını versin. O ayakkabı her gün televizyon ekranlarında onun başına atılacak. Son Birleşmiş Milletler toplantısında Bush gene Bushluğunu yaptı. Rahmetli babannemin bir sözü vardı. Bu gibi durumlarda “Yavrum niye hayret ediyorsunuz, kış kışlığını, puşt pustluğunu yapar” derdi. Ona yeni bir kavram daha ilave edebiliriz. Bush da Bushluğunu yapacak. Olay, bu. Ne yazık ki ölümüne hepimizin hüngür hüngür ağladığı Kennedy’den sonra Amerika o sevimli yüzünü kaybetti. Zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin simgesi haline geldi. Acaba Bush hiç düşünüyor mu, bu dökülen kanların hesabını Allah’ın huzurunda nasıl verecek?
Daha Thaetcher zamanında İngiltere “Biz Amerika’nın köpeğiyiz” demişti. Onlar da kendi tarihlerine, kendi kültürlerine hiç yakışmayan bir çirkinlik içinde köpekliklerini devam ettiriyorlar. Koskoca bir İngiliz düşünce tarihi var. Dev gibi filozoflar, fikir adamları, sanatkarlar var. Ne yazık ki o büyük, o güzel insanların torunları şimdi zalim Amerikanın arkasında fino köpekliği yapıyorlar. Yazıklar olsun. Hiç belli olmaz, hayat yarın neler getirir, hiçbirimiz bilmiyoruz. Bugün Filistin’li masum çocukların başlarına gelen o korkunç olaylar yarın kendi çocuklarının başlalarına gelir mi diye hiç düşünüyorlar mı acaba? Eskiler “Men dakka dukka”, derlerdi. Şurası unutulmasın ki rüzgar eken fırtına biçer.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Rüzgar eken fırtına biçer Yazan Meriç Özgür
Cvp: Rüzgar eken fırtına biçer Yazan Sabri Tandoğan