Sayın Reyhan Kaya,

4.9.2006 tarihli mailinizi aldım. Artık olayları, onların özel dilini okumaya başladığınızı görüyor ve bundan memnuniyet duyuyorum. Allah sizden razı olsun. Her an hayat, kainat, varoluş bize bir yönüyle hitab ediyor. Gerçekleri fısıldıyor, güzellikleri sergiliyor. Önemli olan husus farkında olabilmek, boşuna dememiş Koca Yunus “Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi”. Kuran-ı Kerim’de “Allah her an yeni bir şe’n üzeredir” buyuruluyor. “Ne yana bakarsan bak Allah’ın vechi oradadır” buyruluyor. Önemli olan hiç olmazsa bir yerden sonra nefsimizle, hayatla, insanlarla olan didişmeyi bırakıp her an var olan muhteşem gerçekleri, sonsuz güzellikleri görebilmek. İnanılmayacak kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz. Ama bir çok insan ne yazık ki nefislerinin karanlığına gömülmüşler, takıntılar, saplantılar, önyargılar içinde kahroluyorlar, bu çıldıtıcı güzellikleri göremiyorlar. Allah cümlesinin yardımcısı olsun. Unutmayalım ki hayat bir okul, bizler o okulun ededi öğrencileriyiz. Resulullah Efendimiz, “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” buyuruyor. Hep daha iyiye, daha mükemmele, daha güzele ulaşabilmenin aşkı ve heyecanı içinde yaşasak ne güzel olur. Bir gün bir adam İmam Gazali Hazretleri’ne gider “Efendim der bana öyle bir söz söyleyin ki beni velayet makamına kadar götürsün, eğitsin, ıslah etsin”. İmam Gazali, “Evladım, der, her gördüğünü Hızır, her geceni Kadir bil”. Olay bu efendim. Hazreti Ali, “İlim bir nokta idi, onu cahiller teksir etti” buyuruyor.

Zavallı insanoğlu, gerçeği olmayacak yerlerde arıyor, onun için de susadıkça tuz yalayan insanlar gibi çırpınıp duruyor. Sonuç ortada, hüsran, yine hüsran, yine hüsran.

Kıymetli yavrum, Allah bizi iyiyi, doğruyu, güzeli görenlerden ve onu yaşayanlardan eylesin. Hepimiz geçen yıllara ah-ü vah edip ona yeni pişmanlık yılları ekleyeceğimize hiç olmazsa bu gidişe dur deyip bir noktadan sonra güzelliğe, mutluluğa, huzura koşalım. Kur’an, hadis ve sünnet-i seniyye ışığımız, rehberimiz olsun. Onlara aşkla bağlanalım ve bilelim ki sadece bir hususu bilmek yetmez. Unutmayalım ki ben onu bilirim, bunu bilirim, onu okudum, bunu okudum diyenler ve sadece bilmek işinde kalanlar sadece kendilerini aldatıyorlar, onlar o kadar zavallı ki zavallılıklarının farkında bile değiller. Parolamız bilmek, tatbik etmek, yaşamak olmalı. Az ama öz şey bilelim, sonra onları bütün varlığımızla, aşkımızla, heyecanımızla yaşamaya, uygulamaya çalışalım. Bir Kudsi Hadiste Cenab-ı Hak “Kulum bana bir adım gelirse, Ben ona on adım giderim” buyruluyor. İşte ancak o zaman insan Yunus gibi “Aşk gelicek cümle eksikler biter” diyecek, “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” diyecek ve “Sevelim, sevilelim dünya kimseye kalmaz” diyerek dünyasını ve ahiretini güzellikler içinde, aşk içinde, heyecan içinde yaşayacak...

Kıymetli yavrum, Allah bu güzelliği bize ve tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize nasip etsin.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :