Konu : SAYIN SABRİ TANDOĞAN’IN BERAET KANDİLİ MESAJI
Gönderen :
SABRİ TANDOĞAN
Tarih :
9/7/2006 9:34:36 AM
SAYIN SABRİ TANDOĞAN’IN BERAET KANDİLİ MESAJI
Efendim, bugün Allah’ın lütfu, ihsanıyla Beraet Kandilini idrak etmiş bulunuyoruz. Bizlere, bütün müslüman kardeşlerimize ve yeryüzündeki bütün insanlara kutlu olsun. Hayırlar, güzellikler, müjdeler ve sevinçler getirsin. Allah cümlemizi bu mübarek kandil gecesinin feyziyle ışıklandırsın, arındırıp temizletsin. Bu mübarek gecede neler yapmalıyız, şimdi bunu görelim:
1- Mümkünse önce güzelce yıkanıp, maddeten temizlenelim. Yıkandıktan sonra gusul abdestimizi tazeleyelim. Sonra namaz abdesti alıp çıkalım. Mübarek kandil hürmetine namaz kılalım ve ellerimizi kaldırıp doğduğumuz andan o ana kadar geçen zaman içinde ne kadar hata, günah, kusur işlemişsek, ne kadar insan, hayvan, bitki, eşya ve cemadatı incitmişsek Allah’dan af dileyelim, tevbe, istiğfar edelim. Sonra duamıza devam edelim. Hayat boyu bizi kıran, üzen, inciten, ağlatan, uykusuz bırakan, günlerimizi ve gecelerimizi bize zehir eden ne kadar insan varsa onların tek istisna olmadan hepsi için genel af çıkartalım, onları Allah rızası için, Peygamber aşkı için bağışlayalım. Onların hatalarının, kusurlarının affı için Allah’dan ve Peygamberimizden yardım isteyelim. Bu işi öyle bir aşk, şevk ve heyecanla yapalım ki seccademizden kalktığımız zaman hiçbirimizin içinde, kalbinde, kafasında nakış iğnesinin ucunun trilyonda biri kadar da olsa kin, nefret, düşmanlık, intikam hissi, öcalma duygusu kalmasın. Madem ki mana yolunda yürümek istiyoruz, günahlarımızın affını istiyoruz, o halde önce biz affedelim ki, ilahi affa mazhar olabilelim. Unutmayalım, affedenler, affa uğrayabilirler. Dünya ahiretin tarlasıdır, insanoğlu burada ne ekerse orada onu biçer.
2- Bugünkü namazlarımızı muntazam bir şekilde kılalım. Çeşitli nedenlerle zamanında kılamadığımız namazlarımız için kaza namazı kılalım.
3- En az bir günlük kaza namazı kılalım, geçmiş borçlarımız için.
4- Bu gece sade kendimiz için değil, yeryüzündeki bütün insanlar için Allah’dan af, bağışlanma, mağfiret dileyelim.
5- Mümkünse yakınlarımız, komşularımız için bu gecenin hürmetine birşeyler verelim. Birşeyler dağıtalım. Bu kavuracağımız helvadan, kandil simidine kadar birtakım güzellikler olabilir. Sakın ha iki kaşık helvadan, bir simitten ne çıkar demeyin. O minicik hediye bazan bir insanı bedbinliklerinden sıyırabilir, karanlık düşüncelerinden uzaklaştırabilir, ona kainatın bütün güzelliklerinin kapısını açabilir. Önemli olan hatırlanmaktır, önemli olan sevilmektir. Buna hele bugünün dünyasında, bugünün ortamında hepimizin öyle ihtiyacı var ki. Hepimiz sevgi açlığı, susuzluğu içindeyiz. Yanıyoruz, kavruluyoruz. Unutmayalım bir tek güzel söz, bir tek tebessüm insanı ölümden döndürebilir, ona yepyeni pırıl pırıl bir dünyanın kapısını açabilir. Yunus Emre “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyordu. Sevilmek için önce sevmek gerek.
6- Eğer mümkünse, yapabilirsek bu gecenin hürmetine yüz rekat namaz kılalım. Bunun aklımızın, hafsalamızın, idrakimizin alamayacağı kadar büyük sevapları, güzellikleri vardır.
7- Yakınlarımızın, komşularımızın, akrabalarımızın kandillerini kutlamak için bütün yolları deneyelim. Gidebildiklerimize gidelim, gidemediklerimize telefonla, mesajla, maille tebriklerimizi sunalım. Ama burda da çok dikkatli olalım. O iki kelimelik telefon konuşması bazan bir insanı yeniden dünyaya getirebilir. Onu sevinçten, mutluluktan göklere çıkarabilir. Yunus ne güzel söylüyor “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz”.
Hepinize gökler, denizler kadar sevgilerimi, selamlarımı, saygılarımı sunuyor, hayır dualarınızı bekliyorum. Bu mübarek gecede merhum eşim Rana Hanım’ı da unutmazsanız beni çok ama pek çok mutlu etmiş olursunuz.
Sabri Tandoğan
|