Sayın “Gönül Dostu”,
8.1.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin maili keşke bütün geçler okuyabilse. Gerçek eğitimin olduğunu o kadar güzel anlatmışsın ki. Ne yazık ki aile, okul, dersane üçlüsü biraraya gelmiş, duymayan, düşünmeyen, tefekkür etmeyen, muhakeme ve mukayese yapamayan bir nesil ortaya çıkartmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Başarılı da oluyorlar.
Değerli yavrum, dikkati artırmanın en kolay bir prataiği de şu: “Ânını yaşamak”. Diyorsun ki namaz kılarken daha sonra okuyacağım kitabı düşünüyorum. İyi güzel de namazı kılacak kadar ömrümüz olduğu ne malum? Öyle insanlar var ki özenle, itina ile bir yemek pişiriyorlar. Eğer kısmet değilse bir lokmasını dahi yiyemeden Hakka göçüyorlar. Benim bir adetim var, beş dakika sonrası için dahi “nasibolursa”, “kısmet olursa”, “inşallah demeden bir söz söylemem. Çünkü beş dakikalık ömrüm kaldığı ne malum? Bu şekilde düşünür ve hareket edersek yavrum, dikkat olayı “temerküz” olayı “konsantrasyon” kendiliğinden ortaya çıkar. Diyeceksin ki n biliyorsun? Denedim de ondan biliyorum.
Aman yavrum, bu konuda çok hassas, çok dikkatli olalım. O an her ne yapıyorsak bütün dikkatimizi, bütün zihni melekelerimizi o iş üzerinde toplayalım. Unutmayalım ki bir lavabo ovarken de, bulaşık yıkarken de labatuarlarında çalışan, deney yapan bir bilim adamı kadar ciddi ve saygılı olalım. Japonlar basit, küçük, önemsiz, sıradn kelimelerini kullanmıyorlar. Onlara göre herşey önemli. Bütün mesle burda yavrum. Hayat çok büyük bir sınav. Her anımızı bir cephedeymiş gibi yaşayalım. Valery, “Deha, dikkattedir.” diyordu...
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Her anımızı bir cephedeymiş gibi yaşayalım değerli yavrum. Yazan "Gönül Dostu"
Cvp: Her anımızı bir cephedeymiş gibi yaşayalım değerli yavrum. Yazan Sabri Tandoğan