Sayın İlknur Hanım,
11.1.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, ya ben anlatmasını bilmiyorum, ya sen dinlemesini bilmiyorsun. Ben dedim ki o şirketin yöneticileri adi, alçak, şerefsiz, paraya tapan Amerika zihniyetli insanlar. Bu Allahsız adamlarla insanca, efendice bir dialog kurulamaz. Bunlar her yerde, her zaman kendi itliklerini, ne idiüğü belirsizliklerini ortaya koyarlar. Burda da öyle oluyor. Yadırganacak birşey yok. Onlar seni istismar ediyorlar. Akşam altı olunca kalemini bırak. Ne olursa olsun. O şerefsizlerin tek düşüncesi var, senin tazminatını ödemeden seni oradan uzaklaştırmak. İcabında bunu da göze al, onlara kölelik yapma. Acaba dünya tarihinde Bush kadar alçak, haysiyetsiz, gurursuz bir insan görüldü mü? Sizin şirkettekilerin de o rezil adamdan hiçbir farkları yok. Lütfen onlara gönül koyma. Onlar insan değiller ki...
Koro çalışmalarını aman bırakma. Anneni de götür. Güzel sanatlar insanı her bakımdan besler, takviye eder, ruha ferahlık verir, insanın görüş ufkunu genişletir. Şiirle, edebiyatla, resimle, müzikle ilgini hiç bir zaman kesme. Ömür boyu onlar senin en yakın dostların, arkadaşların olsun.
Sevgili yavrum, sana iyi günler diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Babannem derdi ki “Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar”, bunda şaşacak ne var? Yazan İlknur
Cvp: Babannem derdi ki “Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar”, bunda şaşacak ne var? Yazan Sabri Tandoğan