Kiymetli Sabri Amca, Size muhtelif rumuzlarla pek cok kere yazdim. Sakincasi varsa tek bir rumuzla yazayim, yoksa icimden geldigince bir kelime seciyorum. Cevaplarinizdan cok seyler ogreniyoruz, Allah razi olsun. Fakat siz yanit vermeseniz bile, sirf anlasildigimizi hissetmek bir nimettir. Zira insan cogu zaman sadece ve sadece anlasilmak ister. Bu selametin kendisidir cogu zaman... Haline hamd eden boyle bir insan Allah'a donmekten asla yorulmaz, cunku mutlak bir anlayis hisseder. Su an kutuphanede bir odadayim; yanibasimda pek cok kitap. Bir universite kutuphanesi ve kitaplar akademik. Basliklarina baktiginiz zaman her kitap bir problem cagristiriyor. Acaba probleme cozum mu araniyor, yoksa notr olarak var olan seyler problematize mi ediliyor? Her nasilsa nasil, sunu dusundum: bilimin problem olmasini... Oyle ya, madem gordugu problem, tartistigi problem, cozemedigi problem, oyleyse kendisi de sinsi bir problem... Oysa eski medeniyetlerin basyapitlarina baktigimiz zaman durum tam tersi. Hint, Misir, Yunan... Objektif bir anlama ve anlatma gayesi var. Hele hakiki, buyuk Islam alimlerinin kainata ve insana dair eserleri hamd ve tesbihten ibarettir. Bu eserlerden insan huzur buluyor, sukun buluyor, kemal buluyor. Bu adina bilim denilen once fikri, sonra ameli silahla ise insan huzurunu ve gucunu yitiriyor, vicdani nisbetinde eziliyor, vizdansizligi nisbetinde semizlesiyor. Hasbelkader, ben de buralara geldim. Lakin sunu gordum: Huzur ve mutluluk sizlerin duyurdugu Allah'ta ve Allah'la mumkun. Zahiri pariltilara asla aldanmamak gerekiyor. Selam ve hurmetle ellerinizden operim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Günümüzün şaşkın insanları Yazan "Akarsu"
Cvp: Günümüzün şaşkın insanları Yazan Sabri Tandoğan