Sayın İlknur Hanım,
19.1.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, yıllaradn beri her vesileyle tekrarlarım. Önemli olan hayattaki olaylar değil, o olaylar karşısında bizim takınmış olduğumuz tavırdır.
Kardeşinin tansiyonunun yükseldiğini söylüyorsun. Ve burnu kanadığı için üzülmüşsün. Aslında burun kanaması bir emniyet sübabıdır. Buna memnun olman lazım. İkincisi neden tansiyonu yükseliyor diye düşünüp gerçek sebebi bulup, bunun tedavisi yoluna gideceğine üzülmek duygusal bir davranıştır. Hayatta duygulu olmak güzel ama duygusal davranmak iyi değildir. Duygusal davrananlar hem kendilerine hayatı zehir ederler, hem de karşılarındaki insanlara zehir ederler. Bundan vazgeçmek lazımdır. Allah, insanlara iki nur vermiş, biri akıl biri duygu. Aklın yeri ayrı, duygunun yeri ayrıdır. Akılla hareket edilecek yerde duyguyla hareket etmek çok, ama çok kötü bir davranıştır. Bu insanlar hayatta hiçbir zaman başarılı olamazlar, tatlı ekmeklerini acı ederler, ve hüsran içinde ölürler. Shakespeare Venedik Taciri isimli eserinde “Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız” der.
Kıymetli yavrum, tansiyon yükselmesi bir tıbbi olaydır. Bunun sebeplerini araştırmak gerekirken üzülmekhem bize, hem karşımızdaki insana zulümdür. Kimsenin de zulüm yapmaya hakkı yoktur. Bu nedenle olayı lütfenduygusal olarak değil, akılcı olarak görmeye çalış. Olayın psikolojik, sosyal nedenlerini araştır. Diyeceklerim bu kadar.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız” Yazan İlknur
Cvp: “Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız” Yazan Sabri Tandoğan