Çok Muhterem Efendim,
Hürmetle ellerinizden öpüyor, Size ve gönül dostlarına saygılarımı sunuyorum...
Bir ay kadar önce babamın kalp damarlarından ikisinin tıkanmış olduğunu öğrendik, hızla gelişen olaylar, bir açık kalp ameliyatı ile neticelendi, çok şükür başarılı geçen operasyon sonrasında dinlenme dönemi başladı...
Babam haberi sükunetle karşılamıştı, ameliyat için odasından götürülürken baktım, bir şeyler mırıldanıyor, yaklaştım, dua ediyordur diye düşünüyordum, Ziya Paşa'dan bir şiir okuyordu, "Hayırdır baba?" dedim, "Oğlum, biraz önce yaptıkları iğne, sakinleştirici olabilir, aklım yerinde mi diye test ediyorum kendimi" diye cevap verdi, sonra "Besmele" çekerek her zaman olduğu gibi bize el sallayarak götürüldü. El sallama huyumu babamdan almışım, ayrılırken muhakkak el sallıyorum ben de...
Dört-beş saat kadar bekliyorsunuz hastanızdan ilk haber gelene kadar, bu süre zarfında diğer bekleyenlerle konuşmalar da başlıyor ister istemez, ve yine ister istemez tüm hastalar için dua ediyorsunuz. Dualarımız olmasa ne kıymeti var...
Ameliyatı babamın bir öğrencisi yaptı, Murat Bey ameliyattan önce ekibine tanıtmış babamı, birkaç hatırasını anlatmış, gülüşmüşler, daha da rahatlamış babam, bu ne büyük bir sevinç kaynağı bir öğretmen için...
Biz babamın durumu ile ilgilenirken kendini bilmezler haysiyeteli ve temiz dedelerimiz adına özür kampanyaları başlattılar, şerliler Filistinde çocuk, kadın, yaşlı demeden yüzlerce insan öldürttüler, ironik bir biçimde Filistin'den haber veren yayınlar biter bitmez bizde diziler, eğlence programları başladı, öyle ya "gösteri devam etmeliydi", lanet gösterileri!, televizyonlarımızda yaşlı teyzeler-amcalar evlilik programlarına katılıp eş aradılar, yemek yarışmaları çıktı, nimete saygısız, misafire ve ev sahibine hürmetsiz insanlar; bir tanesine rastladım, arka planda bir İbrani halk şarkısı olan "Hava Nagila" çalıyordu, lisede dinletmişlerdi bize, "bizi mutlu kıl" demek yanılmıyorsam, Ingilizler'in Filistin'deki galibiyeti üzerine bestelenmistir, bu iğrenç yemek programına onu fon müziği yapanları Allah'a havale ediyorum, ve bu geçen süre zarfında yeni yılı çılgınca kutladı dünya; iyi ve kötü, güzel ve çirkin, artı ve eksi hep oldu hayatta, olacak da...
Efendim, biz Sizi heyecanla okumaya, dinlemeye gayret ediyoruz, kendimizi anlama, tanıma ve ilerleme yolunda dualarınıza olan ihtiyacımızı arz ediyor mübarek ellerinizden tekrar hürmetle öpüyorum... Sözlerime yüksek müsaadelerinizle Rabia Christine Brodbeck Hanımefendi'nin Temmuz 2005 yılında Altınoluk dergisinde yayınlanan bir makalesinden alıntı yaparak son vermek istiyorum:
"Zaman, tek ve yegane olanla kurbiyetimizi anlama zamanıdır. Zaman tevhidin manasını kavrama zamanıdır. Zaman, hayranlık dininin zamanıdır. Artık, yaratılış mucizesini görmek için hazırız. Zaman, yeniden doğmak, idrakin tadına varmak zamanıdır. Artık ruhlarımıza göç vizesi verelim, ana yurduna büyüleyici bir seyahat için onu serbest bırakalım. Zaman, sadık müminin sadık diğer müminin aynası olduğunu anlama zamanıdır."
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hepimiz her an imtihandayız Yazan İlker
Cvp: Hepimiz her an imtihandayız Yazan Sabri Tandoğan