Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Kainattaki Muhteşem Denge
Gönderen : Site
Tarih : 9/10/2006 5:34:05 PM


FİBONACCİ SAYILARI VE ALTIN ORAN


''Matematik'i Araplardan alıp, Avrupa'ya aktaran kişi'' denilen Leonardo Fibonacci 13. yüzyılda yaşamış bir İtalyan matematikçisiydi. Ama Fibonacci’yi esas meşhur eden çalışması Liber Abaci adlı eserinde yer alan bir problemde ortaya çıkan bir sayı dizisi idi. Bu problem şöyleydi: ''Bir adam, dört tarafı duvarla çevrili bir yere, bir çift tavşan koymuş. Her çift tavşanın bir ay içinde yeni bir çift tavşan yavruladığı, her yeni çiftin de erginleşmesi için bir ay gerektiği ve tavşanların ölmediği var sayılırsa, 100 ay sonunda dört duvarın arasında kaç çift tavşan olur?'' Soru, biraz düşünüldüğünde tavşan çiftlerinin aylara göre şöyle çoğalacağı ortaya çıkıyor:


........1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89..........


Sonradan Fibonacci Dizisi adı verilen bu sıralamada her bir sayı kendinden önceki iki sayının toplamına eşit.


Fibonacci sayıları, yüzyıllardan bu yana yoğun ilgi görüyor. Çünkü dizideki bir sayının kendinden önceki sayıya bölünmesiyle, birbirine çok yakın sayıların elde ediliyor. Hatta seride 13. sırada yer alan sayıdan sonra bu sayı sabitleniyor ve bu sayı ''Altın Oran'' olarak adlandırılıyor.


Altın oran yani 1,618 sayısı Allah-ü Teâlâ’nın tabiata yerleştirdiği ve hemen her yerde karşımıza çıkabilecek bir dengenin matematikteki ifadesi. Bitkilerde, böceklerde, çiçeklerde, çam kozalağında her yerde bu altın oranıa rastlamak mümkün.


İnsan vucudunda altın orana verilebilecek ilk örnek, göbek ile ayak arasındaki mesafe 1 birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun 1,618'e denk gelmesidir. Yine işaret parmağınızın her bölümü bir öncekinden 1,618... kadar büyüktür. Bunun yanısıra her birinde 5 parmağımız olan 2 tane elimiz ve 8 parmağımızın 3 er bölümden oluşmaktadır. Ayrıca kolumuzda da altın oran bulunmaktadır. Elimizin, dirseğimizle bileğimiz arasında kalan bölgeye oranı 1,618 dir.


Sanatçılar, bilim adamları ve tasarımcılar, araştırmalarını yaparken ya da ürünlerini ortaya koyarken orantıları altın orana göre belirlenmiş insan bedenini ölçü olarak alırlar. DNA'dan kar kristallerine, fizikten mikrodünyaya kadar birçok yerde karşımıza çıkan altın oran sanki aşağıdaki ayetin bir ispatı hükümündedir:


"... Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir." (Mülk Suresi 3-4)     


 


 


http://www.sozola.com 'dan alınmıştır.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]