Çok Muhterem Efendim,
Melekler de kınanır mı diyorum kendi kendime, hele hele meleklerin bile imrendiği Hazret-i İnsanlar, İnsan-ı Kamiller, Mürşid-i Kamiller kınanabilir mi? Sonra Efendimiz'in yaşadıkları geliyor aklıma, en büyük imtihanları O (s.a.v) yaşamamış mıydı?
Köyümüze gittiğimizde hep şahit olurdum; elma ağaçlarından birkaç elma düşürmek için atılan onca taşa, taş biterdi de hırsından sert toprak bulur onu atardı çocuklar, dallara çarpınca un ufak olurdu o topraklar... Kavak ağacını taşlayanı ise asla görmedim.
Peki, Yüce Allah'ın dostlarını, Rabbimiz'in sevgili kullarını üzenler neye ya da kime güveniyorlar? O mübarekler affetseler bile, bakalım Yüce Allah, dostuna savaş açanı affedecek mi? Onların nurundan doya doya içebilmemiz için Yüce Allah bizleri dostları ile birlikte eylesin. O güzel insanların yüzü suyu hürmetine Rabbim bizi affetsin. Benim ufacık aklım almıyor, bir sayfa dahi okumamışlar mı Sizin kitaplarınızdan, 5 dakika da mı dinlememişler sohbetlerinizi, nasıl ayıplayabiliyor-kınayabiliyorlar Sizi, gecenin bir vakti arayıp da rahatsızlık verebiliyorlar! Hangi dinden, ırktan, mezhepten, cemaattan ya da tarikattan olursa olursa olsun kişi, güzel sözün kıymetini bilmeli, yazanın ellerinden öpmek istemeli. Ben de birşeyden anlıyormuş gibi heyecanımdan haddimi de aştım sanırım, affınıza sığınıyorum, mübarek ellerinizden hürmetle öpüyorum...
Ah güzel Efendim, Rabbimiz Sizlere ömür ve sağlık versin...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :