Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Çok teşekkürler
Gönderen : Özden Çiçek
Tarih : 2/11/2009 9:31:43 AM


Efendim ,


gelen mailleri ve verdiginiz yanitlari okurken sizi uzenler (onlara insan bile diyemiyorum) oldugunu ogrendim. Ne kadar uzuldugunuzun de farkindayim.


Allahim insaallah sagliginizin da en kisa zamanda duzelmesi icin Safi esmasi ile tecelli etsin . Siz ne olur uzulmeyiniz bu ulkede hatta dunyada insanlar sizin nasil Allah yolunda ve rizasi icin calistiginizi ve hizmetlerinizi biliyor ve takdir ediyor. Siz bizim icin bir isik ve yol gosterici oluyorsunuz her zaman. Biz sizin icin her zaman duaciyiz.


 


Bu vesile ile gonul dostlarim ile asağıdaki yazımı da paylaşmak isterim.


 


 


Sabah uyandığınızda kendinizi yine yorgun ve bezgin mi hissediyorsunuz?. Hayatla mücadele etmek sizin üzerinizde ağır bir yük mü oluşturuyor.? Çoğu zaman herşey istediğiniz gibi gitmiyor mü. ? Çok emek ve çaba sarfettiğiniz halde yaptıklarınız istediğiniz sonucu vermiyor mu?İşteki başarınız birileri tarafından engelleniyor mu? Yoksa bütün çabalarınız en yakınınızdakiler tarafından bile takdir edilmiyor mu?Ağır ekonomik prolemleriniz mi var . Kimse sizin fikirlerinizi önemsemiyor sözünüzü dinlemiyor mu?Artık size kimsenin umursamadığını mı düşünüyorsunuz.? Bulunduğunuz yerden uzaklaşmak mı istiyorsunuz.?


Evet bütün bunlar günlük yaşamımızda bizi sıklıkla sarıp sarmalayan duyglar. Unutmayın bu zorlu yaşam mücadeesinde bunları tek hisseden siz değilsiniz. Hele son yüzyılda bu tur duygu çatışmalarına ve onların insan ruhu ve bedeni üzerinde yaptığı etkiye kısaca stress deyivermişiz.


Bu hissedilen baskı bazen öyle ağırlaşıyor ki insan  çığlık atarak bağırmak , kaçmak kurtulmak, uyuyup tüm sorunlar hallolduktan sonra uyanmak istiyor.


 Ancak bütün bu sıkıntı ve baskıdan kurtulmak da mümkün. Çok çetin bir süreç bizi bekliyor gibi gelebilir ama belki de nefes almak kadar kolay olabilir !!!


 Öncelikle kabul etmemiz gereken en önemli nokta başımıza gelen hiçbirşeyin sebepsiz olmadığı . Belki bütün sorunlar bizden kaynaklanmıyor. Belki en ummadık şekilde belalar bizi buluyor, bazen en sevdiklerimizden darbeler geliyor... Ama ne olursa olsun sebepsiz değil!!! En önemli sebep ise dünyanın ve bu dünyadaki yaşamın bir imtihan oluşu... Öyle ya zorluklar olmasa , musibetler olmasa doğru ile yanlis, iyi ile kötü, hak eden ile etmeyen, inanan ile inanmayan birbirinden nasıl ayrılacak.


Bütün bunları bildiğimiz halde , uygulamaya çalıştığımız halde yine de bu yaşam kargaşasında içine düştüğümüz kısır döngüden kurtulamıyorsak, çemberi kırıp ruhumuzda yaşama sevincini ve coşkusunu hissedemiyorsak ; gönül gözümüzün önündeki perdeleri yırtıp atamıyoruz demektir.


Demek ki uygulamada birşeyleri değiştirmemiz gerekiyor. Bir yerde biz de yanlış yapıyoruz. Faturayı başkalarına kesmek hep mümkün. Trafikte hızlı giden, hatalı sollayan başkası, iş yerinde hakkımızı vermeyen patron, söz dinlemeyen çocuklar, saygısız ve umursamaz bir aile , bizi arkadan vuran dostlar.... Hepsi suçlular. Ya biz??? Biz bir yerlerde yanlış yapıyormuyuz once ona bakmaliyiz ...


Her isimizi Allah rızası ile mı yapıyoruz. Yoksa çıkarlarımız doğrultusunda mi? İlla ki ısrar ediyor muyuz hep benim istediğim olsun diye ...


Madem ki hayatımızdan memnun değiliz. Düzeltmek için kendimizden başlamaya ne dersiniz. Hiç hayatımıza radikal değişiklikler yapmayı denedik mi? Örneğin uyku saatlerimizi , yeme alışkanlıklarımızı, insanlara olan davranışlarımızı değiştirmeyi denedik mi... Ya ibadetlerimizi gözden geçirdik mi. Onlardaki samimiyetimizi sorguladık mı?


Bizi yaratan Rabbimızın bizi herkesten çok sevdiğini , Rahman ve Rahim esmaları ile kuşattığını biliyoruz da öyle ise neden dualarımız kabul olmuyor diye üzülebiliyoruz. Dua etmeyi kısmet eden Rabbim bütün duaların kabul olduğunu da müjdeliyor. Sadece zamanı gelmeli. O zaman bu umutsuzluk, moralsizlik, üzüntü, stress niye?


Gelin derin bir nefes alalım ve hayatımızı küçük değişiklikler ile stressten ve dertlerden temizleyip arındıralım. Güne erken başlayalım. Sabah ezanının sesi ile kalkıp Allah’ımıza bize yeni bir güne daha uyanmayı nasip ettiği için şükredelim önce. Sonra Bizim için yarattığı dünya ve emrimize verdiği bütün mahlukat için şükredelim. Mümkün ise sabah namazını cemaatle yada bir mescitte eda edelim. Bakın o maneviyattaki yükselme ve iç huzuru ile güne başlamak bizi nasıl güçlü kılacak. Sonra kabul olacağı Rabbim tarafından vaad edimiş olan dualarımızı büyük bir husu ve inanç ile edelim. Rabbimin indinde imkansız yok. O ol derse olur. Sonra her  işte her ilişkide hep iyi için çaba sarfedelim ama inat etmeyelim. Rabbimden hayırlısını isteyelim. Hele ki ben yaptım ben başardım hiç demeyelim. Rabbım nasip etti oldu. Ya da hayırlı değilmiş olmadı diyelim... İnsanlara gülümseyelim. Unutmayalım ki en kolay sadaka gülümsemektir. Alçakgönüllü ama vakur ve adaletli olalım. Namaz vakitlerimizi geçirmeyelim. Mümkün mertbe mescitlerde eda edip cemaat ruhundan ve sevabından faydalanalım. Aksamlari erken yatıp uykumuzu tam olarak alalım. Elimizden geldiğince;  ya yatmadan önce ya da gece kalkarak gece namazı kılalım. Gecenin sessizliğinde , bütün gözlerden ve riyadan uzak kılınan gece namazı nafile ibadetlerin en hayırlısı değil midir.??  O vakitte yapılacak duaların kabulü için kesin vaad ve müjde vardir.  Her güne bir zikrimiz ve duamız olsun. Rabbim ihlasla iste kulum vereyim diyor. Sadece ve sadece ondan isteyelim. Hemde gönlümüz ferah ve inanmış olarak isteyelim.


Evimize girerken ailemizi selamlayarak girelim. Onlar olumsuzluklarına devam etseler de göreceğiz ki bir süre sonra bizdeki huzur ve pozitif enerji onlara da geçecektir. Mutluluk bulaşıcıdır unutmayalım.


Üstelik bu dünya hayatının o sonsuz ahiret yaşamına göre sadece bir an nisbetinde olduğu hatırlanacak olursa hangi sıkıntının önemi kalır ki?



 Ellerinizden opuyorum. Dualarım her daim sizinle. Rabbime emanet olun.




 


ÖZDEN ÇİÇEK


Decorative & Creative Painting


Freelancer - DUBAI


 


www.creativepainting.tr.gg


www.dekoratifboyama.tr.gg


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Çok teşekkürler Yazan Özden Çiçek
Cvp: Çok teşekkürler Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]