Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,
13.2.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, sohbetlerden yaptığın derlemeler kıymetini bilenler için ne kadar önemli. Eksik olma, onları takip etmişsin. Günümüzde çirkinlikler, kabalıklar birbirini takip ederken artık bazı kimseler tapu dairelerinde verilen rüşveti bahşiş diye adeta mükafatlandırıp insanları ahlaksızlığa, itliğe, edepsizliğe iterken televizyonda birtakım cici beyler, cici hanımlar içlerindeki pisliği kusarlarken senin yazdığın bu güzel sözler bu çirkin hareketleri yapanların yüzüne bir tokat gibi iniyor. Ama onlar hiçbir şeyin farkında değiller. Yarabbi, kalbinde susam tanesi kadar hakkaniyet, edep, inanış olan bir insan bahşiş=rüşvet kararını okuduğu zaman utancından yerin dibine geçmeyecek mi? Kimseler acaba yarın Allah’ın huzuruna çıktıkları zaman bunun hesabını nasıl verecekler? Doğrusu merak ediyorum. Profesör İlber Ortaylı bile bunun sevinçten doğan bir bahşiş olduğunu söyledi. Hiç de öyle değil. Hayatta hiç kimse isteyerek rüşvet vermez. Eğer o parayı vermediğin takdirde işin çıkmıyorsa günlerce tapu kapılarında süründürülüyorsan, sırf işin çıksın diye zorla verilen bir para nasıl helal olabilir? Buna nasıl bahşiş denilebilir? Ben otuz dokuz sene yargı hizmetinde çalıştım. Türkiye’nin en kültürlü insanıyım. Benim aklım bu işe ermiyor. Aklı eren varsa lütfen Allah rızası için beni aydınlatsın, ben de ona dua edeyim.
Değerli yavrum, güzel çalışmaların için çok teşekkür ediyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Geri Dön