Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Atatürk'ü sevmek...
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 9/18/2006 9:41:09 AM


Sayın Çağrı Bey,


17.9.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, bu dünyaya gelip de az da olsa çok da olsa hatası, kusuru, noksanlığı veya fazlalığı olmayan tek insan düşünemiyorum. Hepimizin, sizin, benim ve herkesin zaman zaman birtakım hatalarımız oluyor, kusurlarımız oluyor, noksanlarımız oluyor, fazlalıklarımız oluyor. Bu kaçınılmaz birşey. Yapılacak iş nedir? Edeple, saygıyla ellerimizi kaldırıp Allah’ım bunu yapmamalıydım, beni affet, bağışla Yarabbi, kulluk edemedim, affına geldim diyoruz. Cenab-ı Hak Buyuruyor: “Eğer bir kavim hiç hata yapmazsa, günah işlemezse Ben onu ortadan kaldırır, yok eder yerine günah işleyip af ve tövbe için çırpınan kullarımı yaratırım” diyor. Değerli yavrum, hayatta hiç kimse yüzde yüz saf, temiz, bembeyaz değildir. Hepimizin, ama hepimizin hataları olmuş olabilir, günah işlemiş olabiliriz. Ben tek istisnasını görmedim.


Atatürk de bir insandı. Her insan gibi onun da hataları, noksanları olabilir, yanlış attığı adımlar olabilir. Ama memleketimize pek çok faydaları da oldu. Özellikle İstiklal Savaşında. Benim şahsi kanaatim şu: Kurtuluş Savaşının kazanılmasında Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir gibi çok değerli komutanlarımızın, şehitlerimizin, bütün askerlerimizin büyük hizmetleri oldu. Allah hepsinden razı olsun, nur içinde yatsınlar, mekanları cennet olsun. Ama Atatürk olmasaydı acaba biz savaşı kazanabilir miydik? Savaş sırasında Atatürk bir taraftan dış düşmanlarla uğraşırken, diğer taraftan içteki isyanları bastırmak için olağanüstü bir gayret sarfetti. Ve daima Allah’ına güvendi. Atatürk’de çok kuvvetli bir Allah ve Peygamber inancı vardı. Bir gün Çankaya’daki bir yemekte münasebetsizin birisi Peygamberi küçümseyen bir söz sarfeder. Atatürk fevkalade öfkelenir, onu kovar, ve “Bizim hiçbirimiz, Peygamberle mukayese edilemez, O, çok çok  büyük bir Peygamberdi, bütün kainata ışık verdi, namı kıyamete kadar insanlık burçlarının üstünde bir zafer tacı olarak kalacaktır, Allah bizleri O’nun feyzinden mahrum etmesin”.


Eski Milli Eğitim Bakanlarından Hasan Ali Yücel anlatmıştı, “Her Perşembe akşamı beni çağırırdı, çok muhterem annesi Zübeyde Hanımefendi’nin ruhuna Yasin okuturdu. Bazen çok heyecanlanır, gözlerinden yaş gelirdi. Atatürk cumhuriyetin ilk yıllarında Elmalılı Hamdi Yazır’a, Kur’an mealini hazırlattı. Onu bastırmak için İsveç’ten kağıt getirtti. O günkü aydın kesime ücretsiz olarak dağıtıldı. Bunu bana eski Danıştay başkanlarından merhum Rıza Göksu Beyefendi bir özel sohbetinde anlatmıştı. Sonra profesör Kamil Miras’a Buhari-i Şerif’i hazırlattı, en muteber Hadis kitabı olarak. Şimdi soruyorum, bunları yapan bir insan inançsız olabilir mi? Lütfen siz çevreye aldırış etmeden elinizi vicdanınıza  koyunuz ve hükmünüzü veriniz. Allah hakikatı bulmada, iyiye, doğruya, güzele erişmemizde cümlemizin yardımcısı olsun. Selam, sevgi ve saygı ile.


 


Sabri Tandoğan


 


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Atatürk'ü sevmek... Yazan Çağrı
Cvp: Atatürk'ü sevmek... Yazan Sabri Tandoğan
     Cvp: Cvp: Atatürk'ü sevmek... Yazan Çağrı; 9/19/2006 12:14:40 PM
          Cvp: Cvp: Cvp: Atatürk'ü sevmek... Yazan Sabri Tandoğan; 9/19/2006 12:15:58 PM

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]